0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Mürşid-i Kamil, Mürşid kimdir, kime denir ?

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Mürşid-i Kamil, Mürşid kimdir, kime denir ?
875 Mesaj -
Bismillahirrahmanirrahim,

Salat ve selam önce maneviyat semasýnýn güneþi Habib-i Kibriya SAV Efendimize,diðer peygamberlere,ashab-ý kirama ve evliyaullaha olsun.Bizlere de þefaatine ve himmetlerine mazhar kýlarak kulluk halkasýný boynumuzdan,Ýslam libasýný ruhumuzdan çýkarmadan huzuruna varmayý nasip etsin.Ümmeti Muhammedi birlik ve dirlik içinde,rýzasýna uygun bir halde daim ve sabit kýlsýn.

Muhterem kardeþlerim ahir zamanda yani fitnelerin, kargaþanýn ve bulanýklýðýn yayýldýðý bir zamanda hakikati arayanlara dilimin döndüðünce anlayabildiklerimi aktarabilmek amacýyla aþaðýdaki satýrlarý kaleme aldým.Niyetimiz Hakka malumdur , hatalar ise benimdir:

Yüce Allah cc Bakara30 da "Ben bir halife yaratacaðým" deyip insaný yani bizi yarattý. Bu insanýn zatýna NEFS dendi. Ýþte , insan , beden ve ruhtan oluþmuþ bir yapýdýr.Bu ruhun özüne Kalp denen bir saray kurdu.Beden ile ruhu birleþtirdi ve bu hale Can dendi. Beden aslý olan toprak sebebiyle dünya ile iliþkilidir gýdasýný da ondan alýr.Bu gýdalarýn temini için gereken cezbedici güç hevanýn arzu ve istekleridir. Bedeni tehlikelerden koruyacak itici güç ise hevanýn gazap ve öfkesidir. Ruh ise emir alemindedir. Gýdasý da o alemde olanlarýn yani meleklerin gýdalandýðý þeydir, yani zikrullahdýr. Kur'an her þey Allah'ý zikreder ancak siz bilmezsiniz buyuruyor. Bunu saðlayacak duygu ise Resullullaha sav aþýk olmaktýr.Gönül ise Allahýndýr.Böylece insan ; ruhu ile emir alemine (melekut alemi) ,bedeni ile de mülk alemine (sebepler alemi) bakacak bir yapýda yaratýldý. Melekut alemine muhattap olabilmek için bu alemden geçmek gerek.Bu ise "ölmeden evvel ölünüz" hadisinin sýrrýna ermekle mümkündür. Zatýný isteyenler içinde gönüllerine bir sýr kapýsý koydu .Bu kapýdan Hakkýn tecellisi gözlenir.Tabiki bunlar bizim harcýmýz deðildir. Bize düþen beden , ruh ve kalp nimetinin þükrünü eda edebilmektir.Yani bu nimetlere Allahýn buyurduðu þekilde ve gösterdiði yöne sevk etmektir.Bunun içinde o nun bize neler emrettiðini nelerden razý olduðunu bilmemiz gerekir.Bu emirlere muhattap olmak için mülk aleminde olmak ve bu emirleri algýlayabilecek akla sahip olmak gerekir.Allah insana can vererek yani bezm-i eleste yaratýlan ruhu anne karnýnda bedene tab ederek mülk alemine gönderdi.Araf 53 suresinde "O her þeyi kendi fermanýyla yaratmýþ, þunu bilin ki o'nun hem yaratmasý ve hem de buyurmasý vardýr" ayetiyle yarattýðý her mahluka uymasý gereken kanunlarýný da (ilahi hükümler) bildirmiþtir.

Allah bedeni yarattý ve bunun tabi olacaðý hükümleri bildirdi.Bunlara fiili hükümler denir ve bununla iþtigal eden ilme de FIKIH (Ýslam kanunlarýgöz kırpma dendi.Kul Hakkýn kendisine verdiði bu beden nimetinin þükrünü eda etmekle mükellefdir.Þükrün ifasý organlarý Allahýn kanunlarýna uygun þekilde kullanmakla mümkün olur.Böyle davranýlýrsa o bedenler azaptan yani ateþten kurtulur.Allah ruhu da yarattý ve bunun tabi olacaðý hükümleri de koydu.Bunlara Ahlaki / Ruhi Hükümler denir ve bu ilimle iþtigal eden ilime de TASAVVUF dendi.Ruhun ateþten yani azaptan korunmasý için de ruhunu bu hükümlere ram etmesi gerekir.Nasýl ki kiþi zahiren namazýn tüm þartlarýný yerine getirse fakat ruhundan bunu falan kiþiler görsün diye (Riya ile) geçirse bu namaz batýl olur , ayný bunun gibi.Allah sadece nefse kulluk yapacaðýný gösteren hükümler göndermedi, bunlarý anlayacak bir de akýl verdi. Akýl 2 türlüdür: Dünyevi faliyetlere idrak edip yürütebilecek Akýl-ý Maaþ ve uhrevi faliyetlere idrak edebilecel Akýl-i Maad. Nefs , Allahý bilmek ve sevmekle mükellef kýlýndý , zira o Halife-i Ekberdir.Bundan kasýt nefsin Allahýn 99 ismine mashar olacak istidatta yaratýlmasýdýr.Bu konuda söz uzar.Yüce Allah kullrýný zatýna inanmakla mükellef kýldý ve bunu kulluðun þartý saydý.Bütün kullarýnýn kalbini imaný , yani Tevhidi kabul edecek istidatta yarattý. Bu imanýn nasýl olmasý gerektiðini bildiren Ýmani / Ýtikadi hükümler koydu.Bu hükümlerle iþtigal eden ilme de KELAM dendi.Hakkýn emrettiði þekilde iman etmeyenler Tevhidin kalesi yani La ilahe illallah'ýn nuru dýþýnda kaldýðýnda kafir oldular.Bunlarýn hiçbir amelleri kabul görmez.Zira tevhid dairesinde yapýlan ameller kabul edilir.Bu yüzden iman olmadan eðer ilahi hükümleri icra etmek fayda vermeyecektir.Ýman þüphe duymadan,neden-nasýl demeden,Allah'ýn varlýðýna deliller aramadan asab-ý kiram gibi Allah ve Resulü'nün bildirdiklerini bildirdiði þekilde kalben tasdik hususundaki bilgiler artabilir.Demek ki bize düþen her organýn hakkýný vermektir.Yani, azalar, zahiri þeriata uygun hareket edecek (beþ duyu ile algýlanabilen amelleri yapacak yasaklardan kaçacak),ruhumuz da ayný þekilde batýni þeriata uygun hareket edecek ( Resullah'ýn güzel ahlaký ve huyu ile süslenmek), gönül ise Allahýndýr, bu da O'nu bilecek ve sevecek.

Kalu bela denilen günde verdiðimiz sözde ki samimiyetimizin ölçülmesi ve her kulun sözündeki sadakatinin diðerlerinden ayrýlýp gerçeðin olduðu gibi ortaya dökülmesi için insan nefsi imtihana tabi tutuldu.Kulluðu þartlarý bunlardýr dendi; kitap gönderildi ,icrasý böyle olmalýdýr dendi, sünnet gönderildi.Ýnsan suresinde 2,3,27,28,29,30,31 "Ýnsaný imtihan edelim diye yarattýk , iþitir ve görür kýldýk, O'na doðru yolu gösterdik, ister þükredici olsun isterse nankör, Þu insanlar çarçabuk geçen dünyayý seviyorlar da önlerindeki çetin günü ihmal ediyorlar , þüphesiz ki bu bir öðüttür, sizler ancak Rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz, þüphesiz Allah Alimdir Hakimdir(Allah bilicidir kimin hidayete hak kazandýðýný bilir ve O'na hidayet yollarýný kolaylaþtýrýr ve bu yönde hüküm verir), O dilediðini rahmetine dahil eder, Zalimlere gelince.. "Verilen sözlerdeki samimiyetin ölçüsünü ortaya çýkaracak bir ibtila da kondu.Bu da nefsin hevasý ve þeytanýn iðvasýdýr.Yusuf suresin de "þüphesiz nefs kötülüðe meyaldir" buyuruluyor.Ayrýca, yüce Allah Araf 16 suresinde þeytanýn "Onlarýn önlerinden de geleceðim, arkalarýndan da , sað yönlerinden de, sol yönlerinden de..." dediðini buyuruyor ve bunu için de O'na mühlet verildi.Yani cennet öyle ucuz deðildir.Enes Bin Malik'ten ra. Rivayet edilir ki , SAV Efendimiz "Mü'min 5 güçlük arasýndadýr:karþýsýndaki mü'min olur kendisine haset eder, Münafýk olur buðz eder ,kafir olursa savaþýr, þeytan ise kendini sapýtmaya çalýþýr, nefsi de kendisi ile münazaa eder. "Diyerek bu durumu bize bildirmiþtir.

O halde bir kulun neler yapmasý gerektiðini bilmesi ve bunlarý yapmasý gerekir.Eðer yapamýyorsak yapmamamýza engel olan þeylerden yani hastalýklardan da kurtulmalýyýz.Zira Allah Þems suresinde 7,8,9,10 "sonra kiþiye kötülük duygusunu da sakýnýp iyi olmayý da ilham edene yemin ederim ki nefsini kötülüklerden arýndýran kurtuluþa ermiþ, O'nu kötülüklere daldýran da ziyan etmiþtir."buyurmaktadýr. SAV Efendimiz "ilim ikidir: biri kalpte olan ilimdir ki efdalý olan budur . Diðeri dildeki ilimdir.Bu da Allah'ýn adem oðluna hudcetidir" buyurmuþtur.(Bakara suresinde “Ona kitap ve hikmet verdik” buyuruluyor) demek ki , birincisi mükellef olduðumuz zahiri ilimleri - kitabi ilim- aklýmýza doldurmak ve fiilerimizi buna göre yönlendirmeliyiz.Zira þeriatýn zahirini bertaraf edilemeyeceði fýkhýn bir ana kanunudur.Eðe zahir ortadan kalkarsa islam da belli olmaz.Fakat bunu yeterli olmadýðý da yukarýda bahsedildiði gibi malumdur. Hemen herkes Ýslam'ýn hükümlerini bilir fakat yapamaz (zahiri olan emirleri bile) . Bazýlarý çok alim ve azimlidir, ortamý da uygundur.Zahiri emirleri yapabilir. Fakat içindeki kötü arzular , hasletler, vs.. durmaktadýr. Bu kiþiler þeytanýn iðvasýna bu yönde karþý koyabilir. Þeytan zaten alenen haramý emreder.Fakat nefsin hevasýna akýl kar etmez, ilimde kar etmez.O haramý güzel gösterir.Mesela namaz kýlmak istersin, sonra daha güzel kýlarsýn , yaþlanýnca kýlarsýn, problemlerin bitince gibi sözlerle seni oyalar.Bütün zahiri ilimleri bilir ve yaparsýn fakat bu sefer bunlarla övünür, yapmayanlarý küçük görür, ilmim var amelim var der bunlara güvenirsin.Halbuki bunlar zahir günahlarýn çoðundan büyük ve tehlikelidir.Öyle ki kiþiyi imansýz götürebilir, amelleri de bozarlar, kirletirler.Zahir ilmi herkes (kafirler bile) öðrenebilir.Amelleri ihlas ile yapmamýzý engel olan ve içimizde gizlenebilen , Hakkýn haram kýldýðý kendini / Amelini ilmini beðenme (ucub) ,kendini büyük görme (gurur) , baþkalarýný küçük görme (kibir) , çekememe (haset) , gösteriþ (riya) , hýrs , öfke, fuhþu istemek , vs.. gibi günahlardan korunmak bize vacip olsa gerektir.Zira Allah c.c. Naziat suresinde " ve nefsini hevasýndan men ederse varacaðý yer cennettir." buyuruyor.Fakat muhakkak ki bunlarýn iç dünyamýzda býraktýðý kötü etkiler , manevi zararlar vardýr .Ve bunlar içimizde ki hastalýklardýr. Bu yüzden bu hastalýklarýn da tedavisi gerekir.Çünkü Allah Þuara suresinde 89 " her türlü hastalýktan salim kalp ile Allah a gelenler fayda görür. "buyuruyor. Demek ki ruh hastalýklarýmýzý tedavi ettirmek , hastalýk kaynaðý olan yani hevasýna uyan nefsi terbiye etmek ve sonra ruhumuzu terbiye ederek Habib-i Kibriya SAV Efendimize gerçek ve halis ümmet olabilmenin sýrrýna ulaþmak gerekir.Hakikaten böyle doktorlar var mýdýr?Elbette vardýr.Kýyametin ne zaman kopacaðý sorusuna SAV Efendimiz "Kalbi her an Allah , ...diyen biri oldukça kýyamet kopmaz , Allahýn sevdikleri var oldukça kýyamet kopmaz" þeklinde verdikleri cevaplar var olduðunu gösterir ( kýyamet kopmadýðýna göre onlar vardýr).Biat hakkýndaki ayetler ve hadisler bunun Allahýn ve Resulunün emri olduðunu , asabýn da sünneti olduðunu gösterir ( Feth 10 " muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah a biat etmektedirler. Allahýn eli onlarýn ellerinin üzerindedir." Feth 18 "Allah mü'minlerden razý olmuþtur.Çünkü onlar aðacýn altýnda sana biat ediyorlardý ." )Bazýlarý bu biat devlet baþkanlýðý için derler. Deriz ki ; Mekkenin fethinden öncede biat oldu , Kulluk hem ruh ile hem de beden ile olur.Dolayýsýyla biat ederken can, mal,vs gibi zahiri ve batini deðerlerin Ýslam uðrunda harcanmasý yönünde biat alýnmýþtýr.(Kütüb-i Sitte Biat Ahkamýgöz kırpma.Bu durumda ortaya bir problem çýkýyor. Biat edilecek þahýs kim olmalýdýr.Bu sorunun cevabý o kiþinin taþýmasý gereken özellikler ve geçirmesi gereken prosedür neler olmalýdýr sorusuna verilecek cevaptadýr.(Hucurat :"Onlar O kimselerdir ki Allah onlarýn kalplerine takva için imtihan ve ibtila etmiþtir.", SAV "þüphesiz insanlardan Allaha yakýn olanlar vardýr: Kur'an ehli , Allah ehli ve Allah'ýn has kullarý "Mace-,"yeryüzünün en hatýrlý kiþisi insanlara Allah'ý sevdiren , Allah'ýn da insanlarý sevmesi için yalvarandýr" - Avarif -)
***Mürþid insanlarý kendine inananlarý Resulluha sav ve Allah'a muhatap olabilecek hale getirmeleri için terbiye eden bir öðretmendir. Hem de insanýn kendisine raðmen.Böyle diyorum zira insanýn nefs terbiyeyi kabul etmez. O ancak hevasýndan arzu etmekte hep istemektedir .Yarýný düþünmez.O kendinde rububiyet görmektedir.Ýmtihan da zaten nefsin istekleri ile Hakkýn istekleri arasýnda tercih yapma esasýna dayanýr.Bu tercih azmi ve bunun fiiliyata dökülmesi ise sevap ve günah olarak bize yansýr.Mürþid Peygamberimizin SAV varisi durumunda olduðundan O'nun ahlakýyla ahlaklanmýþtýr ve kendi nispetinde O'nun sav býraktýðý mirasa sahiptir.Ebu Hüreyre ra'a Peygamberimizin sav ahirete intikalinden sonra bazýlarý "Sen hep Resulullah'ýn sav yanýndaydýn , ne öðrendin bize anlat." Diye sorunca " Resullullah dan sav iki ilim öðrendim birini size anlattým ki o islam dýr , diðerini söylersem beni öldürürsünüz" . Anlaþýlan o ki Tasavvuf ehlinin bahsettiði o ledünni ilimi söz ile anlatýlamaz, kelimeler bu ilmi anlatmak için kafi deðil , akýlla ise yeterli deðil. Bu yine onlarýn dediði gibi aþk ilmidir.Nasýl aþýk olan kendi halini bilir fakat anlatamazsa bu da öyledir.Herkes bilir ki þiþe içindeki balý iþaret edip bu çok tatlýdýr demek yeterli deðildir. Onu tadýný ancak tadan bilir.Yüce Allah cc "Tatmayan bilmez" buyuruyor.Resulullah sav Efendimiz " Rabbimden üç ilim getirdim , biri risaletle emr olunduðun Ýslamdýr , diðerini isteyene vermekle emr olundum , diðeri de benim ile Rabbim arasýnda sýrdýr" sözünde ki ilme ve hale sahip olmak isteyen gönülleri cezbetmek , Hakka sürüklemek için mürþidler ayný Resullullah gibi eðitim metodu uygulamýþlardýr.Bu metotlara Arapça tarifi ( =yol =sistem =metot , çoðulu tarikat) denmektedir.Eðitimin amacý insan ruhunu terbiye etmektir.Ýnsanýn yapýsýný oluþturan elemanlarý yaratýlýþlarý istikametine uygun hale getirmektir.Bundan kast edilen þudur.: Her þey aslýný sever ve ona dönmek ister.O'nda olduðunda huzur bulur.Ýnanýn annesine yakýnlýðý gibi .Ýþte , insanýn yapýsý ise iki þeydir.Toprak , yani dünya ve ruh.Ýnsan bedeni dünyevi olduðundan beþeri , dünyevi hazlara arzu duyar , zira topraktandýr.Bu doðal bir istektir ve karþýlanmalýdýr. Fakat þeriatýn çizdiði sýnýrlarda.Ancak beden de kendisini halk eden Halýkýna kulluk etmelidir ki bu da þeriat ile belirlenmþtir (Ameli hükümler).Ruh ise bilindiði gibi Habib-i Kibriya sav Efendimizin nurundan yaratýlmýþtýr. O halde O'na sav müþtak olma gibi bir istidadý vardýr ve ruh Resullullaha aþýk hale getirilmelidir.Ruhun da Halýkýna karþý kulluk görevleri vardýr.Bu da þeriatýn Ahlaki hükümleri ile belirlenmiþtir.Bu iki hal insaný oluþturmakta ve bunlar birbirini etkilemektedir.Mesela insanýn iç dünyasýnda ki huzur namazýnda huþu ile kendini belli eder.Fakat çeþitli sebepler yüzünden insan içindeki duygularý , istekleri diðer insanlardan gizleyebilir.Sevmediði halde sever görünmek gibi.Fakat Allah cc der ki "Ben sizin kalplerinize bakarým". Peygamberimiz sav ki kainat O'nun hürmetine yaratýlmýþtýr .Hayatý hep sýkýntýlar içinde geçmiþtir.Bu sýkýntýlar O'nun sav dediði " Beni Rabbim terbiye etti" sözünün ifadesidir.Demek ki içi ve dýþý nur olan böyle bir zat bile sýkýntýlardan geçmiþtir.Peygamberimizi böyle bir eðitime muhtaç olduðunu söylemek istemiyorum zira O her zaman ve her haliyle mükemmeldir.Fakat bir örnek insan olmasý sebebi ile irþadla görevlendirilecek kiþilerin hangi iþlemlerden geçmesi gerektiðini iþaret etmek için bizzat kendi yaþamýþtýr.Bu sýkýntýlar temelde , nefsin hoþlanmadýðý þeylerdir.Genel olarak da Zillet= hakir tutulmak , Kýllet= fakirlik ve Ýllet = hastalýk , dert olarak sýnýflandýrýlýr.Bunu sonu da sekam denen büyük bela gelir ve bunu takiben de ilahi aþk tecelli eder ( Maide 6 :" Allah'ýn muradý sizi sýkýntýya koymak deðil ve lakin sizi temizletmek ve üzerinize olan nimetini tamamlamak istiyor ki þükredesiniz."göz kırpma Demek ki þeyh denen kimsenin geçmiþine bir bakmak gerekir.Buna benzer dönemlerden geçmiþ mi yoksa babasýnýn, abisinin veya kayýnpederinin tahtýna mý oturmuþ! Dikkat edilirse þer'i ilim tahsili diye bir kayýt yoktur.Helali ve haramý bilmek zaruridir fakat yeterli deðildir.Bu eðitim sonunda kiþi ehli olursa ve Allah cc þeyhin emrederse o kiþi erbaine (çile= kýrk gün) sokulur.Þeyh olmak için bu þarttýr.Delili : Araf suresinde ki "Musa ile kýrk gün için sözleþtik." Ve Bakara suresinde ki " Musa ile otuz gün için sözleþtik ve O na bir on gün daha kattýk" ayetleri ile Cebrail inmeden önceki Peygamberimizin sav Hira maðarasýnda ki erbaini yeterlidir.Ayrýca özellikle yakýn tarihte olduðundan hayatlarý bilinen evliyalarýn sözleri ile kitaplarý bunun gerekliliðini gösterir.(Örneðin: Eþrefoðlu Rumi'nin Müzzekkin Nüfus'u , Molla Camii 'nin Nefahat'ül Üns'ü , Sühreverdi'nin Avarif kitaplarý , Marifetname , Mehmet Zahit Kotku' nun Tasavvufi-Ahlak 5 kitabý , Hacý Bayram-ý Veli'nin ve Mevlana'nýn Medreselerinde ki erbain odalarý ).Mahiyeti insan aklýný aþan ve kiþiye ruhaniyet verilen yer ve olay burasýdýr.Yoksa akýldan geçenleri bilmek acayip iþler yapabilmek kiþinin veli olduðunu göstermez.Zira insan üstü denen nice þeyler vardýr ki özel bir eðitimle kafirler bile yapabilir ve yapmaktadýrlar. Örneðin Kung-fu iç okul ustalarýnýn ilkel kabile savaþçýlarýnýn vs.. bu gün ki Rufailerin yaptýklarýndan daha zorlarýný yapabilmeleri gibi. Bunlar nefs eðitimi sonunda elde edilen þeylerdir.Bu yolda asýl olan sünnete uymak ve ledün ilminin verilme merci olan erbain sýrasýnda lütfedilen ruhaniyete sahip olmaktýr.Müritte meydana gelen ahlaki deðiþiklikler þeyhin ruhaniyeti vasýtasýyla onda yaptýðý ameliyatlarýn sonucudur.Ýnsan nefsi Yusuf suresinde buyurulduðu gibi kötülüðe meallidir (nefs-i emmare). Ýnsan ona uyduðunda maneviyatýnda bu kötü fiilerin etkisi görülür.Bu fiiller onun ruhunu yaralar.Dolayýsýyla ruhen insanlar hastadýr.Hasta olanýn da Allah'ýn emirlerini yerine getirmesi pek mümkün deðildir , ne kadar ilmi olursa olsun , zahiren ne kadar amel ederse etsin.Peygamberimizin sav dediði gibi "ilim amel insaný kurtarmaz" . Zira kiþi ilmim var amelim var diye aklýndan geçirebilir ve buna güvenebilir.Halbuki bu kiþiyi gizli þirke götürür.Gururlanmasýna kendini beðenmesine yol açar.Bunlar da amelleri bozar , bunlar ruhun hastalýklarýdýr.Þeytan da bunlardan kaybetti.Nasýl ki bedenen hasta olan tedavi olmalýdýr.Ruhen de hasta olan tedavi olmalýdýr ayrýca bu hastalýk etkenini de (nefsi) kontrol altýna almalýdýr. Bu olay nasýl olabilir; bir cerrah maddi kalbi hasta olan birini yine ona etki edebilmesi için onun cinsinden olan yani maddi aletlerle ameliyat eder.Ayný bunun gibi ruhu hasta olan birinin ameliyatý da ruhun cinsinden olan yani ruha etki edebilen bir vasýtayla bir aletle mümkündür.Bu alet de ruhaniyettir.Ruhaniyet meleki yapýdadýr. Melekler her yerde vardýr fakat maddi alemin cisimleri bunu fark edemez.Fakat melekler istediklerinde tabiat olaylarýný da yönlendirir ve icra eder.Yani fiziksel etki bile yapabilirler.Ruhani yapýda olan Azrail ruhu maddi yapýda olan bedenden ayýrabiliyor , bunun gibi.Ýþte ruha müdahale edebilme yapýsýna sahip olan ruhaniyet erbaini kabul olmuþ kiþiye Allah'ýn cc emri ile Resullullah tarafýndan erbaine giydirilen Resullullah Efendimizin Ruhaniyetidir.Bu ruhaniyet zahir azalarýmýz gibi azalara sahiptir.Fakat bu bir benzetmedir.Yani batýnýmýzýn el, ayak, dil gibi azalarý vardýr, fakat fiilleri onlara benzemez , meleklerin fiillerine benzer.Ýnsanýn melek gibi olmasý bu demektir.Bu saye de þeyh müridinin kalbini temizler , hazýrlar, kalp yaralarýný uzaklarda olsa bile tedavi eder.Yeter ki mürit bu ameliyata hazýr olsun.Nasýl melek insan kalbine mana olarak söz ilka ederse , gerçek bir þeyh de tam baðlanmýþ müridine ilim ilka eder, telsiz gibi ( duyulmayaný duyururlar, görülmeyeni gösterirler).Þeytan bile insan kalbine vesvese verebilirken bir Allah dostuna bu çok kolaydýr.Dolayýsýyla erbaine girmeyen kiþi havada uçsa da acayip iþler yapsa da mürþid deðildir.Birkaç küçük olayýn keramete baðlanmasý ve o kiþiye þeyh damgasý vurulmasý hatadýr.Ýsdidraç denilen acayip olaylar kafirlerden de , özel olarak eðitilmiþ kiþilerden de zuhur edebilir. Herkes böyle küçük þeylere meyil ederse ahir zamanda çýkacak deccalýn hilesinden nasýl kurtulacak , insanlar o zaman ona bir peygamber bir tanrý gözüyle bakacaklardýr.Halbuki kýstas kuran ve sünnet olsa böyle hatalara düþülmez.Bir þeyhe baðlanan onun ruhaniyetinin etkisini en azýnda toplu zikirde ve kendi özel hayatýndaki ve huylarýndaki iyiye dönüþten bilir , bizzat kendi bilmelidir( Amellerinde deðil , zira dini bir topluluða katýlan insanlarýn görebileceði amellerinde düzeltmeler yapar , o topluluða uyar halbuki nefsi hastalýktan arý deðildir.Hiçbiri þeytandan alim ve abid deðildir.Biliriz k i þeytan bu nefsani duygularýn etkisine kapýlýp isyankar oldu.)þeyh ruhaniyetiyle bu ameliyatý yapabilmek için kiþide ki hastalýðý da görmelidir.Profesör olan cerrah kalp ameliyatýnýn nasýl yapabileceðini bildiði halde tahlil ettirmek ve rontgen çektirmek gibi iþlemlerle hastalýðý teþhis etmek ve görmek zorundadýr.Bunun gibi þeyh de kiþide ki ruh hastalýðýný ve buna sebep olan nefsin durumunu görmelidir, görür.O nefsin halini gören ameliyat etme yetkisine sahip olan þeyh kiþiye bir ilaç verir.Bu kiþiyi ameliyata hazýrlamak ve tedavi etmek içindir.Zira kiþi ilaçla tedavi olmalý mümkün mertebe ameliyat hafif geçirilmelidir.Eðer bu ameliyat kýsa sürede olursa mürit dayanamaz.Nasýl ki ameliyata girecek kiþinin bedeni yapýsý , kilosu ,yaþý, vs dikkate alýnýyor , ameliyatý kaldýrýp kaldýramayacaðý hesaba alýnýyor , ayný bunun gibi.Ruhun da ameliyatý kaldýracak hale gelmesi gerekir.Ruh melek-i olduðundan gýdasý da onlarýn gýdasýnýn aynýdýr.Yani zikrullahdýr.Ýþte zikre devam eden kiþi kendi ruhunu ameliyata hazýrlar ,zikir ile güçlenir , besler , nur depolar.Zikrullahýn çok etkileri vardýr (Kainatýn ayakata durmasý her birinin 99 esmadan bir kýsmýný zikr etmesiyledir).


--------------------
Gönderen: 09.08.2008 - 21:24
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 Mürşid-i Kamil, Mürşid kimdir, kime denir ?
der_ya 09.08.2008 - 21:24
 Mürşid-i Kamil, Mürşid kimdir, kime denir ?
Muhtazaf 09.08.2008 - 22:10

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1672 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bayramalkis (43), orka (60), mehmetduru (44), avser (66), _turkuaz_ (43), efesamet (40), E-s-r-a (36), vedatbeyazgul63 (67), müsira (46), nilnur (47), leaders (44), muge_nl (45), YAH_YA (51), Kadir TAÞ (53), akinci_52 (44), abbas yurtsever (53), ugurgeylani (54), kafeinman (46), gönüller sultan.. (47), sevkiyanik (51), suleyman_eren (42), hayatadair38 (47), engin21 (42), yaratanhaktan (54), beyazlim (45), noorlravda (26), DILER-HERNE (47)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.70256 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.