0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » GENÇLİKTEKİ SANCININ ADI: MANEVİ BOŞLUK

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
EHL-I HAK su an offline EHL-I HAK  
GENÇLİKTEKİ SANCININ ADI: MANEVİ BOŞLUK
815 Mesaj -
Gençlikteki Sancýnýn Adý: Mânevi Boþluk


Genç bir toplumuz. 70 milyonluk nüfusumuzun 26 milyonu 18 yaþýn altýnda, yarýsý da 20 yaþýn altýnda. Dörtte üçü 40 ve daha aþaðý yaþlarda. 65 yaþ ve daha üstündekilerin toplam nüfusa oraný ise sadece yüzde 4.8.

Genç bir toplumuz ve gençliðimiz problemli. "Suçlu çocuk - Suçlu gençlik" bir problem olarak Türkiye'nin gündeminde. Ýlk öðretimde esrar kullanma yaþý 10-11'e inmiþ durumda. Bu yaþlarda en az bir kere sarhoþ olanlarýn oraný yüzde 13.1. Sigara, alkol, bally çocuklarýn dünyasýnda. Ýntiharlar var, cinayetler var, çeteleþme var.

Türkiye'nin geleceðinden endiþe etmek için her þey var.

Oysa böyle bir genç nüfus, her ülke için büyük bir potansiyel olabilir.

Haþr Suresi, ayet 18:

"Her insan, geleceðe ne gönderdiðine baksýn."

Ýnfitar Suresi, ayet 5:

"Her insan geleceðe ne gönderdiðini, geride ne býraktýðýný bilecek."

Bu ayetlerle Allah Teala insana, dünya hayatý - ebedi hayat uyarýsý yaptýðý gibi, nesiller açýsýndan "geleceði inþa" uyarýsý da yapýyor.

Geleceðin taþlarý bugünden konuyor. Geleceðin toplumu bugünden inþa ediliyor, gelecek bugünkü çocuklarýn - gençlerin yüreklerinde saklý.

Ne ekersen onu biçeceksin.

Bir tuba aðacýna da su verebilirsin, bir zakkuma da...

Bir Fatih de büyüyebilir çocuklarýmýzýn yüreðinde, bir eþkýya da...

Genç nüfus, saðlýklý yetiþmezse büyük risk, bir atom bombasý, saðlýklý yetiþirse büyük imkan, bir rahmet yaðmuru...

Ýnsan, bir ülkenin en önemli sermayesi... Ýnsan sermayesi de, onun insanlýða katkýsý ile ölçülüyor.

Belki tüm dünya gençliði problemli, Ünlü psikolog Jung'un dediði gibi "Çaðýmýzýn nevrozu kollektif bir ruh yitimi." halinde.

Deðerli bilim adamý Psikiyatr Kemal Sayar'ýn dediði gibi "Modern þehrin üzerinde melekler dolaþmýyor."

Ama biz, gençliðin yüreðini dokuyacak ýþýklara sahip olduðumuz halde problemlerle boðuþtuðumuz için bu gerçeklik bizi daha çok yakýyor. Tüm dünya gençliðine saðlýklý bir yürek kývamý sunacak potansiyele sahipken, problemlerle boðuþmak kahredici bir vakýa.

Ýstanbul sokaklarýnda uygulanan MOBESE sistemi, sokaklarý tarýyor ve görüntülüyor. Ayný uygulama New York'ta da devreye konmuþ. Sokaklarda, metroda her yerde bir göz. Terör, gasb, soygun, elhasýl artan suçluluk, çareyi, bir anlamda her insanýn baþýna bir polis dikme noktasýna sürükledi. Ýnsanýn insana karþý güvenlik ihtiyacý her geçen gün artýyor.

Þöyle bir soru:

-Acaba tüm insanlar çalsaydý, tüm insanlar gücü yettiði oranda þiddet uygulasaydý, tüm insanlar yalan söyleseydi... tüm insanlar, Kur'an'ýn meleklere atfen bildirdiði endiþe içinde "kan dökücü ve fesat çýkarýcý" olsaydý... bu sokak gözlemcileri yeterli olur muydu? Ya o kameralarýn baþýndaki insanlar fesatçý, kan dökücü olsaydý... MOBESE'ye de bir MOBESE lazým olmaz mýydý?

Yüreði ihmal eden yaklaþýmlar...

Ýmaný görmezden gelen çareler...

Allah'a baðlýlýðý gözardý eden laik yöneliþler...

"Tanrýsýz, öte dünyasýz ahlak" üretmeye çalýþan seküler zihniyetler...

Ve iþte geldiðimiz nokta:

Her insana bir gözlemci...

Ýnsanýn insandan korkusu bu.

"Ýnsan insanýn kurdu" çünkü... Ýlahi ölçülerden koptuðunda...

Türkiye'ye döndüðümüzde...

Neden "suçlu çocuklar" üretmeye baþladý ülkemiz?

Onlarýn doðarken kir düþmemiþ yüreklerine ne oldu? Nasýl çalýndý, yaðmalandý? Biz ne veremedik, anneler - babalar, okullar, sokaklar, ekranlar, balya balya gazeteler...

Ya da ne verdik ki, böyle cam kýrýklarý üzerinde yürümeye baþladýlar. Elleri kirlendi, ayaklarý çamura battý, yüreklerinde kara lekeler oluþtu?

"Kaybolan bir gençlik" sorunu çýktý ortaya, neden?

Belki adýný bile koymakta zorlanacaðýz bu belalý sürecin...

Çünkü kendi reçetelerimize karþý savaþ açmak gibi bir kýsýr misyon yüklendi üzerimize, toplum olarak...

Yüreðini kurtarmak gerekiyor çocuklarýmýzýn, gençlerimizin?

Ne ile kurtarýlacak?

Bunun çaresi fizik bünyeyi imar edecek doktorlarda deðil. Kir yüklenmiþ yüreði kardiyolog tedavi edemiyor, ya da ölçüleri darmadaðýn olmuþ bir dimaða, beyin cerrahýnýn - nörologun bistürisi þifa sunamýyor.

Bir baþka iksir gerekli.

Bir baþka kalb doktoru.

Bir baþka beyin inþacýsý...

"Din kenarda dursun, biz çocuðun beynini, kalbini dokuruz!"

Yok öyle bir þey.

Ýnsanoðlu'nun yürek ve beyin inþasýnda kullanacaðý malzemeler ya Rahman'dan gelecek ya Þeytan'dan...

Güzelliðin kaynaðý Rahman, çirkinliðin rehberi Þeytan...

Yalan kötü mü?

Cinayet kötü mü?

Hýrsýzlýk kötü mü?

Uyuþturucu kötü mü?

Bir "deðer üreticisi" lazým tüm bu deðer yargýlarýný belirleyip insana sunacak...

Kim o?

Ben, sen, o deðil. Ýnsana kalsa binlerce izafi cümle söyler, birinden ötekine darmadaðýn edilen... Üzeri çizilen...

Sonra sorumluluk kime karþý?

MOBESE'yi kuran güce karþý... MOBESE görmezse? Orada dilediðin cürmü iþle...

Oysa "Allah'ý görüyormuþ gibi, sen O'nu görmesen de O'nun seni gördüðü"nü yüreklere kazýyan bir bilinç yüklenmek var.

MOBESE'siz ama, Rabbin nazarlarý altýnda bir hayat...

Bu bilinçle örülmüþ bir yürek, bir dimað, bir kiþilik.

Yüreði manen boþaltýlandan erdem beklemek abes.

Yüreðine hiçbir nur konmayandan, ýþýk üretmesini beklemek boþ.

Eðitim sisteminiz, neyi neden yetiþtireceðine karar verememiþ ise, ya da ona yüklediðiniz ideolojik misyonla, "Laik profan insan - Kutsalý elinden alýnmýþ, Kutsalla baðý kopmuþ, Kutsal'ý referans olmaktan çýkarýlmýþ insan" yetiþtirme görevi vermiþseniz, rüzgar ekmeye baþlamýþsýnýz demektir ki, biçeceðiniz tek þey fýrtýnadýr.

Ýþte çocuklar, öyle bir fýrtýnaya tutulmuþ, öyle bir anaforun içine düþmüþ savruluyor önümüzde...

Adýný koymak:

Manevi Boþluk.

Ýþte budur Türkiye'de de, dünyada da, insanýn baþýna musallat edilen bela.

Yürekleri boþaltýlýyor insanýn.

Kur'an diyor ki:

"Rahman olan Allah'ý anmayý görmezlikten gelene, yanýndan hiç ayrýlmayacak bir þeytaný arkadaþ veririz. Þüphesiz onlar bunlarý yoldan alýkorlar, bunlar da doðru yola eriþtiklerini sanýrlar."

"Sonunda bize gelince arkadaþýna: "Keþke benimle senin aranda doðu ile batý arasýndaki kadar uzaklýk olsaydý, sen ne kötü bir arkadaþmýþsýn!" der, piþmanlýðýn bugün size bir faydasý olmaz, zira haksýzlýk etmiþsiniz, þimdi azabda birleþiniz." (Zuhruf, 36 -39)

Bu ayetleri dünya boyutunda da düþünmek mümkün, ebedi hayat boyutunda da... Allah'ý anmaktan uzak olanýn dostu Þeytan olur. Þeytan - ki Allah onu insan düþmaný olarak niteliyor- bir insanýn yaný baþýnda fýsýldamaða baþladýðýnda da, onun bilincini tutsak eder ve onu "Hayvandan daha aþaðý"lara, hayvanýn yapmayý tasarlayamayacaðý vahþetlere sürüklemek için elinden geleni yapar.

Aile, okul, sokak, medya...

Çocuk kiþiliði bu dörtgen içinde oluþuyor.

Bu dörtlü içinde aile, en büyük duyarlýlýk, en büyük sorumluluk sahibi olmalý. Eðer anne - baba çocuklarýný bir can yangýný halinde yüreklerinde hissedebilirlerse, okula da, sokaða da, medyaya da nizam verebilirler. Devletin, hükümetlerin, medyanýn kafasýný toparlamasýný da, eðitim sisteminin ve çocuða taþýnan mesajlarýn saðlýklý hale gelmesini de anne - baba hassasiyeti saðlayacaktýr. Herkesin evinin kapýsýnýn önünü süpürmesinin en gerekli olduðu andýr bu an... Çocuklarýmýzýn soluduðu sokak havasýný, okul havasýný, medya dalgalarýný temizlemek en hayati görev haline gelmiþtir.

Okullarýn cezaevi, eðitim kadrolarýnýn gardiyan, çocuklarýn muhtemel suçlu, anne - babalarýn cezaevi ziyaretçisi haline gelmesini istemiyorsak... Hergün çocuklarýmýzýn gözüne korkuyla, endiþeyle bakmayý istemiyorsak, bir uyuþturucu tuzaðýna tutulmasýna razý deðilsek, ýskartaya çýkarýlmýþ varlýklara dönüþmesinden endiþe ediyorsak...

Devletin yüreðinin kapýsýný daha yüksek vuruþlarla çalmalýyýz...

Bir çocukta bir Fatih de saklýdýr, bir cani de...

Yonta yonta onun içindeki Fatih'i bulan, tarihe adýný yazdýracak... Çürüte çürüte çocuðun bir caniye dönüþmesine imkan hazýrlayan, utancý, ezikliði, maðlubiyeti, hüsraný, piþmanlýðý paylaþacak...

Bir gün insana "Bak bugünlere gönderdiðine" diye seslenilecek. Bugün gördüklerimiz dünlerden gönderilenlerdir, onlar içine düþtükleri çýrpýnýþlarla bize "Yarýna ne gönderdiðine bak!" diye sesleniyor.
Gönderen: 09.06.2006 - 19:40
Bu Mesaji Bildir   EHL-I HAK üyenin diger mesajlarini ara EHL-I HAK üyenin Profiline bak EHL-I HAK üyeye özel mesaj gönder EHL-I HAK üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1084 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
dayi054 (65), ÝsmailEn.. (57), kibris (57), merickizmaz (52), RUYAM (37), yükselelektrik (55), selcukosman (49), Aycan (58), HuZuR_38 (46), babakadir (46), Cihan Ersoy (47), servet ekici (52), ayhan3867 (48), erhankaya351 (41), Kizmaz (52), EBRARALEYNA (48), erkan34 (52), efira (38), Sirac Barman (54), bedevi5 (66), Sadettin Dursun (42), cartime (56), S.Ekici (52), ALTUN (46), vus_lat (46), ayaza (39), drkdn (46), fetih60 (35), beko03 (77), talha türk&cced.. (34), dilara1 (27), asudetuba (44), struggle (43), Ayhan_Esad (42), nnur (48), YSBY (54), COLONEL (38), nazmi (48), umit535 (53), hsalma (43), ByAfatsum (37), nuretin (62), malkomxaa (43), salma (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56833 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.