0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » FATMA.........ŞEHADET BİR ÇAĞRIDIR...TÜM NESİLLERE VE ÇAĞLARA....

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
FATMA.........ŞEHADET BİR ÇAĞRIDIR...TÜM NESİLLERE VE ÇAĞLARA....
944 Mesaj -
-Arkadaþlar, bu güzel beþ kardeþimiz aramýza yeni katýldýlar. Onlara yardýmcý olun, diyerek her birini bir gruba verip yarýþmanýn kalan bölümünü tamamlamak için Emine’den sorularý alýp okumaya baþladý.
Yarýþma devam ederken Fatma’nýn ilkokul 4. sýnýfta okuyan kayýnbiraderi kapýyý hafif aralayarak ablasýný çaðýrdý.
-Annem yengemin hemen eve gelmesini söyledi. Acele etsinler dedi. Siz de gelin, deyince Zeliha telaþlandý.
-Anneme bir þey mi oldu yoksa?!.
-Yok anneye bir þey olmadý.
-Peki ne oldu? Söyle, söylemezsen gelmeyiz.
Kardeþi bu soruyu cevaplandýrmak istemiyor gibi davranarak “Acele gelin. Annem öyle söyledi. Ben ne olduðunu bilmiyorum.”
-Biliyorsun, çabuk söyle. Ne oldu? Meraklandýrma beni. Anneye bir þey oldu deðil mi?
Gözleri dolu dolu olmuþtu Zeliha’nýn. Evden çýkarlarken, annesi rahatsýz olduðunu söylemiþti. Bunun için annesine bir þey olabileceðini düþünüyordu.
-Haydi, meraklandýrma da söyle.
Küçük, ablasýndan uzaklaþarak:
-Bilmiyorum, eve gelirseniz, öðrenirsiniz. Annem hemen gelmenizi istedi. Ýster gelin, ister gelmeyin. Ben gidiyorum, diyerek elini “boþ ver” dercesine salladýktan sonra camiden çýkarak eve doðru koþtu.
Zeliha endiþeli bir þekilde Fatma’nýn yanýna geldi.
-Gelen Recep’ti. Annem bizi eve çaðýrmýþ. Hemen gelsinler demiþ. Bunu söylerken sesi titriyordu.
Fatma, Zeliha’nýn renginin solduðunu görünce, hiçbir þey sormadan Zehra’yý yanýna çaðýrdý.
-Kaynanam bizi çaðýrmýþ. Acil olarak gelsinler demiþ. Biz gideceðiz, siz yarýþmayý bitirip hediyeleri ve bisküvileri daðýtýrsýnýz.
-Hayýrdýr? Ýnþallah bir durum yok. Zeliha’nýn rengi atmýþ, ne oldu?
-Bilmiyorum, kaynanam hastaydý. Sabah geldiðimizde rahatsýz olduðunu söylemiþti. Fenalaþmýþ olabilir.
-Madem öyle, zaman kaybetmeden gidin.
-Unutmadan, ziyaretlerinizi de yaparsýnýz. Belki ben gelemeyebilirim. Ziyarete gideceðiniz hastaya bir þeyler götürmeyi unutmayýn. Ayrýca þehit ve tutuklu ailelerine ayrýlan malzemeleri de unutmayýn. Çocuklarýna bugünkü bisküvi ve lokumlardan götürün.
-Tamam, gýda malzemeleri ile beraber giyecekleri de götürelim mi?
-Evet, evet hepsini beraber götürürseniz iyi olur. Hakkýnýzý helal edin, sizi yalnýz býrakýyorum. Gerçi ciddi bir þey yoksa gelirim. Hep beraber gideriz.
-Sen merak etme, biz hallederiz.
Fatma ve görümceleri çarþaflarýný giyip eve doðru ilerlerken Fatma;
-Zeliha mesele nedir? Camide arkadaþlarý telaþlandýrmamak için sormadým, dedi.
-Ýnan ki yenge ben de bilmiyorum. Recep acilen eve gelmemizi, annemin bizi çaðýrdýðýný söyledi. Israrla ne olduðunu sormama raðmen hiçbir þey söylemedi.
-Peki rengin neden solmuþ?
-Annemi merak ettim. Sabah rahatsýz olduðunu söylediði için acaba bir þey mi oldu diye korktum.
-Doðrusu benim de aklýma ilk gelen o oldu. Yalnýz o haber gönderdi ise inþallah düþündüðümüz gibi deðildir.
-Ýnþallah yenge, inþallah!
Merak içinde hýzlý adýmlarla eve doðru ilerliyorlardý. Eve kadar hiç konuþmadýlar. Eve geldiklerinde anneleri Kur’an-ý Kerim okuyordu. Kýzlarýn geldiðini görünce ayaða kalktý. Gözleri kýzarmýþtý. Belli ki aðlamýþtý. Kýzlara,
-Hoþ geldiniz, cami öðrencileri daðýldý mý? Diye sordu.
-Hayýr, siz haber gönderince hemen geldik.
-Bir þeyin yok deðil mi anne? Senin için çok korktuk. Recep de bir þey söylemeyince aklýmýza kötü þeyler geldi.
-Ben iyiyim kýzým. Recep de ne olduðunu bilmiyordu.
-Hayýrdýr inþallah! Siz iyi olduðunuza göre.. yoksa dayým, diye sordu Fatma.
-Yok kýzým, yok. Dayýn da çok iyidir.
-O zaman mesele nedir?
-Siz çýktýktan yaklaþýk bir saat sonra teyzen aradý. Seni sordu. Camiye gittiðini söyleyince, hemen babanýn evine gelmeni söyledi. Ben de ne olduðunu anlayamadým.
-Peki bir þey söylemedi mi, anneme mi bir þey oldu yoksa?
-Aklýna kötü þeyler getirme. Ýnþallah kötü bir þey yoktur. Beraber gideceðiz. Kýzým Zeliha, siz evden ayrýlmayýn. Yemeði hazýrlamýþtým, ýsýtýr yersiniz.
-Bizi merakta býrakmayýn. Ne olduðuna dair bizi haberdar edin, diye tembihte bulundu Zeliha.
-Tamam sizi ararýz, diyerek Fatma ile beraber evden ayrýldýlar.
Asya haným, meseleyi biliyor, lakin Fatma’ya söylemeye cesaret edemiyordu. Bunun için de Fatma’ya bir þey söylemeden onu eve götürmeyi uygun bulmuþtu. Nasýl olsa öðrenecekti, orda öðrenmesi daha iyiydi.
Fatma ve diðer çocuklar camiye gitmek için evden çýktýktan bir saat sonra Fatma’nýn teyzesi telefonla aramýþ ve acý haberi vermiþti. Bugün sabah erken saatlerde Þükrü bey iþyerinde bulunduðu sýrada silahlý saldýrýya uðramýþ, vücudundan aldýðý çok sayýdaki kurþun yarasýyla hastaneye kaldýrýlmýþtý. Ýlk müdahalelerin ardýndan Üniversite Hastanesi’ne kaldýrýlmak istenirken yolda þehit olmuþtu. Þükrü bey, Rabbinin rýzasýný kazanmak için canýný feda etmiþti.
Asya haným, haberi aldýktan sonra bir müddet ne yapacaðýný þaþýrmýþ halde kalakalmýþtý. Bir süre aðlamýþ, Recep’in eve gelmesi ile onu Fatma’yý çaðýrmak için göndermiþti. Bu arada hem aðlýyor, hem de Yasin-i Þerifler okuyordu. Gelini ve kýzý geldiklerinde de yine Yasin okumakla meþguldü.
Minibüste de, yolda da hiç konuþmamýþlardý. Fatma korkudan konuþamýyor, Asya haným da aðlamaktan ya da konuþup da aðzýndan bir þeyler kaçýrmaktan korktuðu için konuþmuyordu. Eve yaklaþýrlarken binanýn önünde büyük bir kalabalýkla karþýlaþmýþlardý. Fatma, bir þeylerden þüphelenmiþ, hatta tam kanaati oturmuþtu. Çünkü son birkaç yýldýr birçok muvahhid saldýrýlarda þehid olmuþtu. Bunlardan bir tane babasýna da yapýlmýþ olabilirdi. Endiþesi arttýkça, adýmlarýný da hýzlandýrmaya baþladý. Kalabalýðý yararak binanýn kapýsýndan içeri girdiler. Yukarý çýkarlarken, Fatma kaynanasýnýn gözüne baktý.
-Babama bir þey oldu deðil mi? Bunu söylerken sesi titriyor ve zorla konuþuyordu. Gözleri dolu dolu olmuþtu.
-Bilmiyorum kýzým. Yukarýda ne olduðu öðreniriz. Kaynanasý bunu aðlamaklý bir þekilde söylemiþti.
Yavaþ yavaþ merdivenleri çýkarlarken Fatma’nýn içindeki korku ve endiþe de artýyordu. Ayaklarý onu zorla taþýyordu. O kadar bitkin bir hal almýþtý ki, sanki günlerdir durmaksýzýn aðýr iþler yapmýþtý. Bulunduklarý kata yaklaþýrlarken aðlama sesleri duyulmaya baþlanmýþtý. Evin bulunduðu kata gelince kapýnýn önünde toplanmýþ bir grup kadýnýn olduðunu ve evlerinin kapýsýnýn açýk olduðunu görünce; “Kesinlikle babama bir þey oldu, yoksa bu kadar kalabalýk toplanmazdý.” Diye düþündü. Merdivenleri çýkarken kadýn topluluðunun içinde bulunan teyzesi onu görür görmez;
-Fatmaa! Mala me xerabu law. (Fatma! Yavrum ocaðýmýz yýkýldýgöz kırpma diyerek onun boynuna sarýlýp aðlamaya ve aðýt yakmaya baþladý.
Fatma, buz kesilmiþ, ne olduðunu anlamaya çalýþýyordu. Teyzesi boynuna sarýlmýþ aðlarken, gözü annesini arýyordu. Bir müddet öylece kaldýlar. Teyzesi aðlýyor, o ise soru sormaya cesaret edemiyordu. Ama sormalýydý. Ne olduðunu bilmeliydi. Allah’ýn taktirinin önüne geçilmez, diyerek tüm cesaretini toplayýp teyzesinin kollarýndan sýyrýlarak elleriyle teyzesinin kollarýndan tuttu.
-Çý buye xalti, mesele çiye? (Ne olmuþ teyze, mesele nedir? Dedi.
--Hawara! Qizamýn pé ne hýsiyayé! (Havar! Kýzýmýn haberi yok!) diyerek aðýt yakmaya baþladý teyzesi.
Kaynanasý dayanamamýþ, Fatma’nýn kolundan tutarak onu içeri çekmiþti. Ýçerisi kadýn ve çocuklardan geçilmiyordu. Kadýnlarýn bir kýsmý aðlýyor, bir kýsmý da Kur’an-ý Kerim okuyordu. Fatma’nýn içeri girdiðini gören kardeþi: “Abla, abla!” diye koþarak boynuna sarýldý. Hýçkýra hýçkýra aðlýyordu Ali.
Kardeþini kollarýnýn arasýna alan Fatma’nýn gözleri annesini arýyordu. Etrafýna bakýnarak annesinin nerede olduðunu fark etmeye çalýþýyordu. Ne annesini görebilmiþti, ne de babasýný. Dehþetli bir korkuya kapýldý. “Yoksa!.. Ýkisi mi!.. Hayýr hayýr…” diye düþünürken Ayþe haným kýzýnýn geldiðini haber alýnca bulunduðu misafir odasýndan salona gelmiþti.
Fatma ile bir an göz göze geldiler. Ayþe haným kýzýnýn yanýna gelerek onu kollarý arasýna aldý.
-Þehide ki méji çébu qizam. (Bizim de bir þehidimiz oldu kýzým.) Þehadeta bavéte piroz be. (Babanýn Þehadeti mübarek olsun) diyerek kýzýna sarýlmýþ bir þekilde aðlamaya baþladý.
Fatma, aldýðý haberle ilk baþta þok geçirmiþ, ne aðlýyor, ne de konuþabiliyordu. Bir müddet bu þokta kalan Fatma, ilk þoku attýktan sonra annesine sarýlý vaziyetten sýyrýldý.
-Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber. Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun. (Allah’tan geldik, Allah’a döneceðiz.) Hamd jý Xwedare. (Allah’a hamd olsun) deyince evin içinden tekbir sesleri yükselmeye baþlamýþtý. Evdeki kadýnlar, genç kýzlar ve çocuklar tekbir getiriyor ve ayný zamanda gözyaþý da döküyorlardý.
Fatma, dizleri üstüne çöküp ellerini yüzüne götürerek aðlamaya baþladý. Fatma, caný, babasý için gözyaþý döküyordu artýk. Ne de olsa þehitler aðlamaya deðerdi.
Fatma, baðýrmadan, aðýt yakmadan hýçkýra hýçkýra aðlýyordu. Annesi, kardeþleri, halalarý, teyzeleri, komþularý vs. hepsi yanýna gelip aðlýyorlardý. Onlar aðlarken babaannesi odadan çýktý.
-Lawoo, lawoo, lawoo, dýlu cigerémýn heliyan, kezebamýn peritiii.. Lawoo, lawoo, lawoo… Þükriyémýn, kurémýn… (Oðul, oðul, oðuuul… Yüreðim ve ciðerim eridi, ciðerim yanýyor.. Oðul, oðul, oðuuul… Þükrüm, yavrum..) diye aðýt yaka yaka saðýnda ve solunda iki bayana dayanarak Fatma’nýn bulunduðu yere geldi. Fatma’nýn yüzünü iki eli arasýna alarak defalarca öperek baðrýna bastý. Nine ve torun birbirlerine sarýlmýþ bir vaziyette aðlýyorlardý.
Þükrü beyin kýz kardeþlerinden biri eli ile yüzünü çýrpmaya, saçýný baþýný yolmaya baþlamýþ, baðýra baðýra aðlýyordu. Halasýný bu halde görünce Fatma:
-Allah’tan geldik, Allah’a döneceðiz. Hala! Saçýný, baþýný yolmak bir müslümana yakýþmaz. Aðlayacaksan saçýný baþýný yolmadan aðla. Bu yaptýðýnýn Ýslam’da yeri yok. Eðer aðlýyorsak baþýmýza gelene isyan ettiðimizden deðil. Ayrýlýk acýsýndan aðlýyoruz. Kaldý ki babam, bir insanýn ulaþabileceði en yüksek makama, peygamberlikten sonraki makama ulaþmýþtýr. Biz bunun için hüzünlü deðil, onun adýna sevinçliyiz, ama ayrýlýk zor. Zayýf olduðumuz için aðlýyoruz, dedi.
Fatma’nýn bu tepkisi ile etraftaki kadýnlar, halasýna müdahale ederek bu hareketinden vazgeçmesini saðlamak için onu baþka odaya aldýlar.
Babaannesi sessiz sessiz aðlayýp aðýt yakýyordu. Fatma babaannesine,
-Ya dé piré bes bý lorine. Bavémýn þehide, tý ji dayka þehidaye. (Nine! Yeter aðýt yakma. Babam þehittir. Sen de þehit annesisin)
-Dýlémýn dý þewute kýzam. Çawémýn býrjiya mýn mýrna kuré xwe ne diti buna. (Yüreðim yanýyor kýzým. Gözlerim önüme aksaydý da oðlumun ölümünü görmeseydim)
Ayþe haným aniden ayaða kalktý.
-Ben artýk aðlamayacaðým. Çocuklarýmýn babasý Allah Resulü (as)’nün bile arzuladýðýna kavuþtu. Eðer aðlayacaksak kendi üzerimize aðlayalým. Son nefesimizi iman üzere verebilecek miyiz?
Fatma annesine destek verdi.
-Ýslam için canýný feda eden babamýn þehadetinde, onu Rabbine, Allah ve Resulünün yasakladýðý bir þeyi yaparak uðurlayamam. Aðýt yakýp, baðýrýp çaðýrarak aðlayacaðýnýza Kur’an-ý Kerim okuyun. Yasinler okuyun, dualar edin!
Ayþe haným ve Fatma’nýn müdahalesi ile baðýrarak aðlamalar kesilmiþti. Odaya götürülüp sakinleþtirilen halasý, Fatma’nýn söylediklerini duymuþ;
-Aslan gibi abim gitti. Hepiniz yetim kaldýnýz. Sen kocanýn evindesin. Ya bu çocuklar! Onlara kim bakacak? Gelmiþsin bize vaaz veriyorsun, demesi üzerine Fatma halasýnýn yanýna giderek gözyaþlarý içinde elini öptü.
-Biliyorum, hepimizin yüreði yanýyor. Halamýn yüreði yandýðý için bunlarý söylüyor; ama ölüm hak, ölümsüz hiç kimse yok. Herkes ölecek, ecel geldiðinde hiç kimse onu geri döndüremez. Ne mutlu o kimseye ki Allah yolunda ölür de dökülen kanlarý ile Allah’ýn rýzasýný kazanýr. Benim babam, ölümlerin en þereflisi ile Allah’ýn huzuruna gitmiþtir. Allah’a yemin ederim ki böylesi bir ölümü þerbet bilip içerim.
Fatma’nýn elini öpmesi ile duygulanan halasý, gözyaþlarýný sessizce dökmeye baþlamýþtý. Fatma, sözünü bitirdikten sonra boynuna sarýlmýþ, defalarca yüzünü öpmüþtü.
Tekrar halasýnýn elinden öptü Fatma.
-Biz babamýzý kaybettik. Peki ya Filistin’dekiler… yýllardýr can kaybediyorlar. Dünyada görülmedik iþkencelere, zulümlere maruz kalýyorlar. Evleri baþlarýna yýkýlýyor. Ya Çeçenistan, kadýn, çocuk, yaþlý denmeden katliamlardan geçiriliyorlar. Kýzlarýn, kadýnlarýn ýrzlarýna geçilip öldürülüyorlar. Afganistan’da, Cezayir’de, Keþmir’de… Dünyanýn her yerinde müslümanlar katliamdan geçiriliyor. Onlarý düþündükçe bizim yaralarýmýz hafif geliyor. Onlara da aðlayýp ah-u figan etmeliyiz.
Fatma daha fazla konuþamamýþ, sessiz sessiz aðlamaya baþlamýþtý. Binanýn önünde toplanan kalabalýkta bir hareketlilik baþlamýþtý. Belli ki cenazesinin geldiðini haber almýþlardý. Kimi sessizce gözyaþý döküyor, kimi de Yasin okuyordu. Cenaze arabasýnýn görünmesi ile topluluktan tekbir sesleri yükselmeye baþlamýþtý. Topluluk hep bir aðýzdan, “La ilahe illallah, zalimler lanetullah, la ilahe illallah kafirler lanetullah, la ilahe illallah hainler lanetullah” sloganlarý atýyordu. Çünkü dünyada Müslüman halkalarýn çektiði tüm eziyet, ýzdýrap, talan, katliam ve zulmün arkasýnda hep bunlar vardý.
Cenaze arabasýndan inen Hamdullah, “Tekbir!” diye üç kez baðýrýnca topluluk “Allahu Ekber!” nidalarý ile cevap vermiþti. Þehidin mübarek naaþýnýn bulunduðu tabut arabadan indirilerek ellere alýnýp camiye taþýndý. Cami , evin yaklaþýk elli metre ilerisinde idi. Naaþ camiye götürülüp yýkama iþlemi bittikten sonra tekrar tabuta konup ellere alýndý ve yavaþ adýmlarla mezarlýða doðru ilerlenmeye baþlandý.
Çok sayýda özel tim polisi gözdaðý vererek topluluðun oluþturduðu heybet ve görkemi bir nebze de olsa yok edebilmek için topluluðun etrafýný sarmýþtý. Hepsinin elinde otomatik silahlar, üzerlerinde bol sayýda mermi ve el bombalarý vardý. Her an topluluða müdahale etme pozisyonunda idiler.
Topluluk, olay çýkýp yeni acýlar yaþanmasýn diye sessiz bir þekilde mezarlýða doðru ilerliyordu. Tabutu, toplulukta bulunanlar sýra ile elden ele vererek taþýyorlardý. Geçtikleri yerlerdeki halktan kimi dükkanýnýn önüne çýkmýþ, kimi balkonlara.. merak ve endiþe içinde cenazenin geçiþini seyrediyorlardý. Nihayet mezarlýða yaklaþtýlar. Polis, mezarlýk çevresini tamamý ile kuþatmýþtý.
Bir polis panzeri, mezarlýðýn giriþinin yanýnda bir diðeri de yaklaþýk 100 metre ilerisinde bekliyordu. Mezarlýk içini ve çevresini tam teçhizatlý bir þekilde giyinmiþ özel tim polisi sarmýþtý.
Topluluk mezarlýðýn önüne gelince polis þefi topluluðun önüne geçip;
-Cenaze sahipleri kim? Onlarla görüþmek istiyorum, dedi.
Topluluðun önünde bulunan Hacý Abdullah ve birkaç kiþi daha öne çýkýp polis þefine doðru ilerlediler. Hacý Abdullah:
-Cenazenin sahibi biziz. Buyurun ne söyleyecekseniz bize söyleyin, dedi.
-Merhumun nesi oluyorsunuz?
-Komþusuyum.
-Yakýn akrabalarý yok mu? Onlarla görüþmem daha iyi olur.
-Yakýn akrabalarý þu anda hazýr deðiller. Buyurun benimle konuþun.
-Bakýn arkadaþlar! (Sesini yükseltip tüm topluluða duyurmak istercesine baðýrarak) Acýnýzý anlýyorum. Öfkelisiniz de… Yalnýz olay çýkmasýný istemiyorum. Ýnanýyorum. Ki siz de istemiyorsunuz. Yeni acýlarýn ve olmasýný istemediðimiz olaylarýn yaþanmamasý için cenazenizi sessiz bir þekilde gömüp daðýlmanýzý istiyorum, dedi.
Polis þefi konuþurken heyecanlýydý. Çünkü, cenazede binlerce kiþi vardý. Hacý Abdullah polis þefine hitaben dedi ki:
-Biz, olay çýkaracak deðiliz. Böyle bir niyetimiz yok. Polisleriniz topluluðu provake etmezse kimsenin burnu bile kanamaz. Ben, size bu teminatý veriyorum. Lakin sizin de bizi rahat býrakýp cenazemizi gömmemize izin vermeniz lazým. Herhangi bir müdahalede bulunmamalýsýnýz. Aksi taktirde olacaklardan siz sorumlu olursunuz.
Hacý Abdullah’ýn söyledikleri ile polis þefi hem rahatlamýþ, hem de endiþelenmiþti.
-Toplu halde gelmenize müdahale etmedik. Yalnýz toplu halde dönmenize izin veremeyiz. Bu þekilde emir almýþ bulunmaktayým. Defin iþlemini bitirdikten sonra daðýlmalýsýnýz.
-Biz, baþka acýlarýn yaþanmasýný istemiyoruz. Bunun için topluluðu ikna etmeye çalýþýrým. Yine söylüyorum, biz defin iþlemini yaparken polisin müdahale etmesi hoþumuza gitmez. Olacaklarýn da vebali sizin boynunuza olur.
-Size herhangi bir müdahale yapýlmayacaðýna dair teminat veriyorum. Fakat siz de mezarlýktan toplu olarak ayrýlmayacaksýnýz. Çünkü böyle yapmanýz gösteriye girer. Buna da izin veremem.
-Bizim, zaten öyle bir niyetimiz yok.
Hacý Abdullah ve polis þefinin anlaþmasý ile, polis þefi telsizden,
-Tüm arkadaþlar! Defin iþlemi sürdüðü müddetçe hiç kimse müdahalede bulunmayacak. Benim emrim dýþýnda hiç kimse bir adým atmayacak, diyerek talimat verdi.
-Duydunuz deðil mi?
-Evet, duydum. Diyerek topluluðun yanýna gelmek üzere geri döndüler Hacý Abdullah ve arkadaþlarý. Yavaþ yavaþ gelirlerken yanýnda bulunan Hamdullah’a “Defin iþleminden sonra herkes mezarlýktan daðýlsýn, daha sonra taziye yerine gelsinler. Sakýn oyuna gelmesinler. Þayet polislerden veya baþkalarýndan olumsuz bazý davranýþlar olursa da kendilerine hakim olup kesinlikle müdahalede bulunmasýnlar. Provakasyona gelmemeliyiz. Sakýn olay çýkmasýn. Ýnþallah selamet ile defin iþlemimizi yapýp geri döneriz, dedi.
Hamdullah, hýzlý adýmlarla olup biteni bildirmek için topluluðun arasýna daldý.
Polislerin mezarlýk kapýsýndan çekilmesiyle topluluk yavaþ adýmlarla mezarlýða girip daha önceden hazýrlanmýþ mezarýn bulunduðu yere doðru ilerledi.
Mezar baþýna gelindiðinde tekbirler, tahmidlerle þehidin cenazesi mezara indirildi. Küreklerle þehidin üstü toprakla örtünmeye baþlanmýþtý. Küreði kapan birkaç kürek toprak attýktan sonra bir diðerine veriyordu. Orada bulunanlar þehidin üzerini örtecek topraðý mezara doldurmak için adeta yarýþýyorlardý. Bu arada tekbirler, tahmidler hiç kesilmemiþti.
Nihayet þehidin mübarek bedenini örtme iþi bitmiþ, telkin okunmaya baþlanmýþtý. Telkinin bitiminden sonra toplulukta bulunan alimlerden biri, mezarýn yanýnda bir taþa çýkarak topluluða hitap etti.
-Euzu billahi … “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Onlar diridirler, lakin siz þuurunda deðilsiniz.” Tarihin her döneminde tevhid mücadelesi baþladýðýnda bunu hazmedemeyen güçler olmuþtur. Bu güçler. Her zaman halka hükmeden, halký kendi sultalarý altýna alýp onlarý ezen, zulmeden, köleleþtiren kiþiler veya yönetimler olmuþtur. Bu tahakkümleri, bir süre sonra kendilerini ilah görmelerine ve her istediklerini yapma keyfiyeti içine girmelerine sebep olmuþtur. Firavun, Nemrut, Ebu Cehil, Cengiz han… tarihin en gaddar ve acýmasýz þahsiyetleri olarak ün salmýþlardýr.
Bu zalim kral ve yönetimlerine karþý çýkýp insanlarý tek ilaha davet edip yaptýklarý zulüm, baský, dayatma ve vahþice uygulamalarýna karþý çýkan peygamberlere veya onlarýn varisleri olanlara karþý en vahþi yöntemlerle saldýrýlmýþ ve yok edilmek istenmiþlerdir.
Çünkü, (sesi yükselmiþti) tevhid zalim ve zorbalarý kabul etmez. Onlara boyun eðip itaat etmeyi asla ve kat’a hoþ görmez. Ýslam her zaman zulme karþý baþkaldýrý olmuþ ve mazlum, ezilmiþ, hor görülmüþ halklarýn yanýnda yer alýp onlarý bu zalimlerden kurtarma yolunda Müslümanlarý þiddetle teþvik etmiþtir. Bunun içindir ki, tevhid erleri her þeyi göze alarak bu zalimlere karþý mücadele içine girmiþlerdir.
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
Topluluðun tekbir sesi kesilince hatip devam etti.
-Bu mücadelenin bir neticesi olarak tevhid erleri, kimi zaman Ashab-ý Uhdud tarafýndan ateþ çukurlarýnda yakýlmýþ, kimi Ýbrahim (as) olup ateþlere atýlmýþ, kimi zaman Zekeriyya (as) olup testere ile ikiye ayrýlmýþ, kimi zaman çarmýhlarý gerilerek yýrtýcý hayvanlara yem yapýlmýþ, kimi zaman Bilal, Habbab ya da Hubeyb olup vahþice þehid edilip iþkencelerden geçirilmiþlerdir.
Küfür tek millettir. Adý, saný, rengi, þekli ne olursa olsun. Hedef Müslümanlar ve Ýslam oldu mu zulüm ve iþkence yapmaktan geri durmazlar. Bugün yine tarih tekerrür etmiþ, Ýslami bir mücadele içine girip halký irþat için çalýþan muvahhidler, tahtlarý sarsýlan kafir ve küfür düzenlerinin hedefleri olmuþlardý. Ýþte bu saldýrganlýðýn sonucu olarak bugün Þükrü kardeþimizi þehit olarak vermiþ bulunmaktayýz. Bize saldýranlar bizi þehit ederek sindireceklerini sanýyorlarsa aldanýyorlar.
Çünkü biz, Allah yolunda ölmeyi, onun dini uðrunda ölümü þerbet bilip içeriz. Bizler, Hamza’larýn, Ali’lerin, Ömer’lerin, Osman’larýn, Hüseyin’lerin takipçileriyiz.
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
-Tekbiir!
-Allahu Ekber!
Þehitlerin kanlarý, kurumuþ topraða hayat veren su gibidir. Bu mazlum beldenin halkýný uyandýracak ve kendilerine zulmedenlerin tahtýný alt-üst edecektir.
Allah, Þükrü kardeþimizin þehadetini kabul etsin. Bizleri onlarýn yolundan ayýrmasýn. Bu münasebetle Ýslam ve Kur’an için kanlarýný döken tüm þehitlere ve hassaten Þehit Þükrü’nün ruhuna El-Fatiha..
Fatiha okunup tekrar tekbirler çekildikten sonra, topluluk yavaþ yavaþ daðýlýp taziyenin yapýlacaðý camiye doðru ilerlemeye baþladý.
Gönderen: 19.05.2007 - 10:25
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1284 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
misafir484 (48), ((SOLMAZ)) (53), Lashirah (32), ahmetali (42), Abdul (45), sivas-c-k (33), AGLAYAN GÜL (37), kozy (42), josearkadia (55), antares (64), verdahamra (43), NAGÝHANY.. (41), cimbomlu63 (54), sahin-nl (51), hasen (44), kaleli (66), berkharman (43), raggaci (), seven_sevene (48), zaferozbo (51), abdullah_turab (48), psycolog06 (44), vatanim (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59393 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.