0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » !!!!!! TÜM TAĞUTLARA!!!! HAKİMİYET ALLAHINDIR!!!!!!!!!!!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
!!!!!! TÜM TAĞUTLARA!!!! HAKİMİYET ALLAHINDIR!!!!!!!!!!!
944 Mesaj -
< Hüküm ancak Allah’ýndýr, ancak kendisine kulluk etmemizi emretti. > (1)

< Ben, beni yaradana neden kulluk etmeyecekmiþim? Siz (hepiniz) ancak O’na döndürüleceksiniz. > (2)

Elest bezm’inde Yaradan Allah’ý Rabb olarak kabul ettiðini ikrar eden ve öldükten sonra da yine Yaradan’a dönecek, O’nun Rabliðini tekrar ikrar edecek olan insanoðlu, ne olmuþtur da doðum ile ölüm arasýndaki dünya hayatýnda Rabb Allah’ý devreden çýkarma gereðini hissetmiþtir. Yaradan Allah’ýn hükümlerini devreden çýkarmak, görmezlikten gelmek, ne zaman ne þekilde baþladý? Allah(c.c.)’ýn indirdiði hükmü hoþ görmeme, beðenmeme ve reddetme, Ýblis’in secdeye davet edilmesi ve secde etmekten kaçýnmasýyla baþlamýþtýr. Sâd Sûresi’nin 75. âyeti ile Iblis’e, niçin secde etmediði sorulduðunda þöyle cevap vermiþtir:

< (Ýblis) dedi: "Ben, ondan hayýrlýyým. Beni ateþten, onu ise çamurdan yarattýn." >

Allah(c.c.)’ýn hükmünü beðenmemek, daha da ileri giderek, kendi düþüncesinin doðru olduðunu ispatlamaya çalýþmak, ideolojisini ortaya koyan ve Allaha karþý bilgiçlik taslayan Iblis þeytanýn ameli olarak ortaya çýkýyor. Huzurundan lanetlenerek kovulan þeytan, Allah’tan mühlet istiyor. Kendisine muayyen bir vakte kadar mühlet verilincede ukâla bir tavýrla þöyle söylediði belirtiliyor:

< Dedi: "Senin izzetine (kudretine, kahrýna) and ederim ki, ben de artýk onlarýn hepsini muhakkak azdýracaðým." > (3)

Kendisi azdý, reddetti ve lânetlendi, fakat sadist þeytan sadece kendi inkârýyla kalmadý ve: "madem ki ben lânetlendim, mühürlendim. Senin kullarýný da azdýrarak meydan okumaya hükümlerini reddetmete yönlendirecek ve onlarý da cehennemliklerden olmaya sevkedeceðim." diyerek iþte bu mânâda meydan okuyor þeytan. Allah(c.c.)’ýn koyduðu hükmü beðenmemek ve kendi düþüncesi doðrultusunda hüküm koymak, nefsinin hoþuna gideceði bir kanun îcad etmek... Ancak þunu da ifade etmeden sözünü bitiremiyor.

< Ýçlerinden ihlâsa erdirilmiþ kullarýn müstesna. > (4)

Ýþte bu söze Cenâb-ý Allah(c.c.) þöyle cevap veriyor :

< Benim gerçek kullarým (var ya). Senin onlar üzerinde hiç bir hakimiyyetin yoktur. (Onlara) vekil olarak Rabbin yeter. > (5)

Ýþte bu apaçýk bir gerçek... Hâ mel’un iblis þeytan, ha bugünün þeytanlaþmýþ tâðut dostlarý... Þeytan ve süper þeytânî güçler, Allah’ýn ihlasa erdirilmiþ gerçek mü’min kullarýna isteselerde hükmedemezler. Çünkü onlar hakimiyyetin Allah (c.c.)’a aid olduðunun ve yalnýz O’nun hükümlerine teslim olmalarý gerektiðinin bilincindedirler. Hz.Ibrahim (a.s) misâli imân etmiþ ve teslimiyyet göstermektedirler. "Allah bana yeter. O, ne güzel vekildir." ayeti ile Rabblerine dayanýp güvenmektedirler.

Allah (c.c.) hükmünü beðenmeyen þeytana ve kendisine tâbi olanlara hükmünü koyuyor:

< Buyurdu: Ýþte bu doðru. Ben þu hakikati söyleyelim: "Andolsun cehennemi senden ve onlarýn (insanlarýn) içinden sana tabi olanlarýn hepsi ile dolduracaðým." > (6)

Allah Teâlâ’nýn dîni hakkýnda çekiþenler hükmünü beðenmeyenler, asýrlar boyu karþýmýza çýkmakta ve imtihan olunmaktayýz.Allah’ýn hükümleri hakkýnda münakaþa edenlerin, muhalefet deliller getirmeye kalkmanýn cezasý bellidir:

< Allah (ýn dini) hakkýnda, kendisine icabet edilen þeyin ardýndan, (hâlâgöz kırpma münakaþa edenlerin (öne sürecekleri bütün) hüccetleri (delilleri) Rableri indinde boþtur. Onlarýn üzerlerine hem bir gazab, hem kendilerine çetin bir azab vardýr. > (7)

Cenâb-ý Allah Azze ve Celle buyuruyor: < Hakimiyyet Allahýndýr. > (8 )

Günümüzde, Allah’a aid olan hakimiyyetin taðutlar tarafýndan gasp edildiðini anlayabilmek için, içinde yaþadýðýmýz asýrda yönetim þekillerini ve yöneticileri tanýmakta fayda var... Allah’a aid olan egemenliðin, gasp edilerek insanoðluna verilmesi ve bunu inandýðýný söyleyenlerin benimseyerek, hüküm koyucu vekillerini seçip meclise göndermesi, bunu da bir ibadet olarak benimsemesi (güya insanlýk adýna) yeni hükümler çýkarýlmasý için görevlendirilmesi gerçekten düþündürücüdür.

< Biz, o kitab (Kur’an)’da hiç bir þeyi eksik býrakmadýk. > (9)

Buyuran yüce Allah (c.c.) eksik hiç bir hüküm býrakýlmadýðýný açýkça ifade ediyor.

Ýrbad b. Sarýyye (r.a.) Rasulullah (s.a.s.) Efendimizden uzunca bir Hadis-i þerifin baþ kýsmýnda þunlarý nakletmiþtir:

< Ben, sizi gecesi, gündüzü gibi apaydýn olan (en küçük þüpheyi kabul etmeyen gayet açýk) bir din üzerinde býraktým. Benden sonra ancak helak olanlar, o dinden (baþka yönlere) sapar. > (10)

Bu, öyle bir kitab ki, insaný dosdoðru yola ilettiðinden zerre kadar þüphe duymadýðýmýz (11) ve içinde zikredilmedik hüküm eksik kalmayan bir kitaptýr. Hüküm koyucu Allah (c.c.), kullarý için, doðumundan ölümüne kadar hayatlarýnýn her anýný ilgilendiren hükümleri indirmiþ ve eksik hiçbir hüküm býrakmamýþtýr. Hangi hüküm, hangi soru cevepsýz ve eksik kalmýþtýr ki, birileri, hüküm çýkarýlmasý için vekil tayin etme gereðini duymaktadýr? Allah (c.c.)’ýn tamamladýðýný söylediði (12) din (islâm)’de eksik kalmýþ bir þey mi var birilerine göre?!

Þek ve þüphe duyanlar mü’min müslüman olabilirler mi? Islâmî hangi hüküm hayatýmýza ters düþmekte ki, yeni yeni kanunlar çýkarýlmasý isteniyor?

< Yoksa onlarýn, Allah’ýn dinde indirmediðini koyan, ortak koþtuklarý kimseleri mi var? > (13)

Allah’ýn dinde indirmediði hükümleri, koymaya kalkan þahýslar, kendilerini veya ilâh edindikleri hevâ heveslerini, yaradan ve hükmeden (14) Allah(c.c.)’a ortak koþtuklarýný farkedememekte midirler?

< Allah hükmünde kimseyi ortak kýlmaz. > (15)

< ...size kitabý ayrýntýlý olarak indiren O’dur. > (16)

Her hüküm ayrýntýlý olarak inmiþ, Rasûlullah (s.a.s.) tarafýndan açýkça izah edilmiþtir. Haramlar belli, helâller belli edilmiþ, farzlar izah edilmiþ hükümler yerli yerince konulmuþtur.

< Dilinizin kolayýna geldiði gibi, bu helal, bu haramdýr deyip Allah’a yalan (isnad ederek) iftira etmeyin. (Bilin ki,) Allah’a iftira edenler (hiç bir zaman) kurtuluþa eremezler. > (17)

Allah (c.c)’ýn helal kýldýklarýnýn harama, haram kýldýklarýnýn ise helâle çevirildiði Dar’un-Nedve’de, bir müslümanýn bulunmasý ve iftiralara ses çýkaramamasý, o müslüman için kurtuluþ olamaz. Allah’ýn haram kýldýklarýný helâle çevirenlere tavýr koyamamak ve saflarý ayýramamak, zillete mahkum olmanýn açýk belgesidir.

< De ki : "Allah’ýn size indirdiði rýzýktan birkýsmýný helâl, bir kýsmýný haram kýlmanýzý gördünüz mü?" De ki: "Allah’mý size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mý ediyorsunuz?" > (18)

Ýþgal edilmiþ islam topraklarýnda çýkarýlan yasa kanunlarla, Allah’ýn haram kýldýðý içki ve diðerleri helâlleþtirilir iken, bütün nehyedildiklerimize, gayr-i meþru izin çýkarken, bütün bu çalýþmalara ortak olan fakat, müslüman halka, hala bizimle bir ilgisi yok bu yapýlanlarýn, diyerek kendini aklamaya çalýþan gasbçý temsilciler!.. Onlarla ayný ortamda oturuyor olmanýn, parmaklar þahit tutularak, hüküm yazýyor hüküm siliyor olmanýn gözle görülür ve bilinir gerçeðini yok saymakla yarýn Hakkýn huzurunda nasýl hesap vereceðini, akýbetlerinin ne olacaðýný düþünmeleri mutlak bir gerçektir. Ahirette hesaba hatýrlamamakta veya umursamamakta olanlarýn, insanlar, Allah(c.c) adýna kandýrdýklarý alenen gözlenmektedir, ve þu iyi bilinmelidir:

<...O’nun alnýndan yakalayýp denetlemediði hiç bir canlý yoktur... > (19)

Kur’an’da zikrolunan tarihi kýssadan, hissemize düþen payý almakta fayda umuyoruz.

Hz. Musa (a.s)’nýn kavmi olan Israiloðullarýnýn, Hz. Musa’ya þöyle bir istekte bulunduklarý, A’raf Suresi’nin 138. ayetinde belirtiliyor:

< Ýsrailoðullarý kendilerine ait putlara secde eden bir kavme rastladýlar ve Musa’ya: "Ey Musa, nasýl onlarýn ilâhlarý varsa, bize de öyle ilah yap" dediler.>

Bunun benzerini sahabelerde Allah Rasulü (s.a.s)’ne söylemiþlerdir. Ebu Vakit el-Leysi (r.a) þöyle diyor:

< Allah Rasulü (s.a.s) ile beraber Huneyn mevkiine çýkmýþtýk ve bizler o zamanlarda henüz küfürden yeni dönmüþ Islâm’a yeni girmiþtik. Müþriklerin kutsayarak etrafýnda toplandýklarý, silahlarýný astýklarý bir sedir aðacý (Zat-ý Envat) vardý. Bizler de: "Ey Allah’ýn Resûlü, onlarýn olduðu gibi bizim içinde bir aðaç (Zat-ý Envat) belirle," dedik.>

Rasulullah (s.a.s)’de:

< Þu an sizler, Musa’nýn kavminin Musa’ya, "puta tapanlarýn ilahlarý olduðu gibi sen bize de ilâh yap" dedikleri sözün benzerini yapýyorsunuz, buyurdu. > (20)

Hz. Musa (a.s) kavmine ‘‘Þüphesiz ki, sizler, cahillik eden bir topluluksunuz ‘‘ diye cevap verirken, Cenâb-ý Allah, A’raf Sûresi 139. âyet’le þöyle bir açýklama getiriyor:

< Þüphe yok ki, bunlarýn içinde bulunduklarý (din) helâke mahkumdur.(Ibâdet diye) yapmakta olduklarý nesne de boþunadýr.>

Bugün de deðiþen bir þey yok. Hz.Muhammed (s.a.s)’in ümmeti ayný hataya, ayný yanýlgýya düþmekteler, fakat helâke doðru ilerlediklerinin farkýna varamamaktadýrlar. Ýsrailoðullarý kavminin söylediðinin bir benzerini söylemekte ve fiiliyata dökmektedirler. "Onlarýn partisi var, gidip oy atmakta, vekillerini seçip Dar’un-nedve’lerine göndermekteler, bizim de onlar gibi, onlarýn meclisinegirelim, yine onlar gibi hüküm çýkarmakla uðraþalým!..." denilmektedir âdeta...

Kurnaz davranan Samiri misâli, parti birileri tarafýndan kurulmuþ, cahil, saf! müslümanlar da, içiboþ buzaðý putuna ibadete yönelmiþlerdir. Partilerin iktidar yapýlmasý için çalýþýldýðý kadar, Allah’ýn sözünün en yüce olmasý için çalýþýlmýþ olunsaydý, bugün çok yol katedilmiþ olunacaktý. Rabbâni olan dînin metodu da yine Rabbânidir. Ýman ednler, dâvâlarýnda Rabbânî metodla ilerlemekle yükümlüdürler. Beþeri ideolojilerin kanunlarýna deðil, Allah ve rasûlünün hükümlerine teslim olmakla mükellef tutulan mü’minler, Ahzap sûresinin 36. âyeti hükmü gereðince, kendi isteklerini býrakýp, Ýslâm’I, Allah (c.c) ve Rasûlü (s.a.v)’in istediði gibi yaþamaya bir an evvel geçmelidirler. Ýsrailoðullarý misali,cahillik yapmaktan vazgeçilmeli yeniden ve gerçekten iman edilmelidir.

< (Ey Muhammed) sana ve senden önce indirilene iman ettiklerini sananlarý görmedinmi? Onlar taðuta gidip onun önünde mahkeme olayý istemektedirler. Halbuki onlar, o (taðutu) inkar etmekle emrolunmuþlardý. Þeytan onlarý uzak bir sapýklýða sapýtmak ister. > (21)

Ýnkar (red) etmekle emrolunduklarý taðutun hükmünü benimsemek, onlarýn kurum ve kuruluþlarýna yönelerek, yine onlarýn (þeytânice hükmedenlerin ) gayr-ý meþru hükümlerince hükmetmek istemeleri, onlarý sapýklýða götürmektedir. Allah (c.c), böyle söylüyor, kýnayarak eleþtiriyor. "Sana ve senden sonra indirilene iman ettiklerini sananlarý görmedinmi?" Âyet’te dikkat çeken, "iman ettiklerini sananlar" denilmektedir.

Taðut ve taðutileri inkar etmekle emrolunanlar, reddetmemekle kalmayýp, kendileri hüküm koymaya kaþlkýþtýklarý vakit, Allah (c.c)’a ve Rasûlü (s.a.s.)’ne muhalefet etmekle ve kur’an’ýn tabiriyle, en aþaðýlarýn derecesine düþmektedirler.

< Allah ve Rasûlü ile sýnýr mücadelesi yapanlar (onlarýn koyduklarý sýnýrlarý tanýmayýp kendileri sýnýr koymaya kalkýþanlar.) iþte onlar, þüphe yok ki, en zelil olanlarýn arasýndadýrlar. > (22)

Oysa Rabbimiz Allah (cc) buyuruyor:

< ...Haberiniz olsun yaratmak da, emir de (yalnýzca) O’nundur. Alemlerin Râbbi olan Allah, ne yücedir. > (23)

Allah (cc) yaratýr, Allah (cc) hükmeder, emreder. Kullarýna emretme hakký kendisine ait olan Allah(cc)’ýn huzuruna, Islam dini ile gelmeyenin dini, Allah(cc) indinde kabul olunmaz. (24) Ve amelleride boþa çýkmýþ olur.

Küfredenler (e gelince) onlarýn hakký yüzü koyun kapanmaktýr. (Allah) onlarýn amellerini boþa çýkarmýþtýr. Bunun sebebi þudur: Çünkü onlar, Allah’ýn indirdiðini çirkin görmüþlerdir. O’da onlarýn amellerini heder etmiþtir. (25)

Ýman edenleri muhatab olarak,âyet’te tekrar þöyle buyuruyor:

< Ey iman edenler, Allah’a itaat edin.peygamberlere itaat edin. Amellerinizi boþa çýkarmayýn. > (26)

Mutlak bir emir var, taðuta itaat edileceðine dair en küçük bir taviz yok, yanlýz ve yanlýz Allah (cc)’a ve Rasûlü (s.a.s.)’ ne yani hükümlerince hükmetmeye ve hükmolunmaya emir var. "Yaratma Allah’a âit, fakat emir bize ait!" diyen, taðuta itaat etmekte olan ve kendilerinin iyi iþler yaptýklarýný sananlar, yeniden tefekkür etmelidirler.

Dünya hayatýnda bütün çabalarý boþa gitmiþ olan ve kendileri de iyi iþ yaptýklarýný sanan kimseler... (27) hayat tarzlarýnýn yeniden Islâmi hükümlere uygun olup olmadýðýný sorgulamalýdýrlar.

Bir diðer önemli mesele ise, müslümanlarýn zamanla münafýklaþmalarýdýr. Zira, taðuti düzenin bâzý kanunlarýna uymak, menfaatine uygundur diye kabul görmek,Kur’an’da münafýklýk alameti olarak zikredilmiþtir.

Hakikat, kendilerine hidayet besbelli olduktan sonra arkalarýna dönenler (yok mu?), þeytan onlarý fitlemiþ, onlara uzun zaman göstermiþtir.

Bunun sebebi þudur. Çünkü hakikaten onlar Allah’ýn indirdiðini hoþ görmeyenlere, "Biz size bazý emirlerde itaat edeceðiz" dediler. Halbuki Allah, onlarýn gizli konoþtýklarýný da biliyor. (28)

Kendilerine, iman, islam, hidayet besbelli olduktan, Allah’ýn hükümleri öðretildikten, dosdoðru yol gösterildikten sonra, þeytanýn fitne ve vesvese vermesiyle þaþýran müslüman topluluðu karþýmýza çýkmaktadýr. Heva ve hevese dayalý hükmedenlere yüzünü döndüren, hidayete yüz arkasýný çevirenler ve onlara meyledenler tanýtýlmaktadýrlar. Müslümanlarýn, çaðýn Ebu Cehillerine karþý net bir tavýr koymasý "Sizin beþer hükümleriniz, kanunlarýnýz sizindir, biz Allah’ýn indirdiði hükümler ile amel ederek Rabbani metodla yolumuzda ilerleriz" demesi gerekirken, münafýkça bir tavýr takýnarak, taðuti hükümleri Allah’a eþ koþma metoduyla onlara yönelen ve âyettede belirtildiði gibi "Biz size bazý emirde itaat edeceðiz" diyenler, yani "Biz müslümanýz ama bazý kanunlarýnýzdan faydalanarak size uyacaðýz, bölücülük çýkarmadan kurallara uyarak sizinle iyi geçiniriz!.." Bu tarz bir yaklaþýmý Cenâb-ý Allah azze ve celle münafýklarýn alameti olarak açýklamýþtýr.

Bir parça Ýslam’a, bir parça beþeri hükümlere yönelerek ilerleyenler, Allah’ý gazablandýran þeylere tâbi olmuþlardýr. O’nun rýzasýndan, O’nun hükümlerinin, iþine gelmediðinden hoþlanmayanlar olmuþ dolayýsýyla amellerini boþa çýkarmýþlardýr.

Din günündeki halleri hatýrlatýlýyor ve dehþetle uyarýlýyor:

< Artýk melekler onlarýn,yüzlerine ve arkalarýna vura vura canlarýný alýrken (hâlleri) nice olacak? >agla29)
Ýnsanlarýn partilere ayrýlmasý ve her partinin kendine ait olmak üzere kitap yazmasý ve diðerlerine karþý böbürlenerek galip gelmeye çalýþmasý,yeryüzünde ilk fir’av’nýn baþlattýðý bir ideolojidir.

Fakat (o kavimler) dinlerinde (mühtelif) fýrkalara ayrýlmak, her fýrka kendi ellerindeki (kitap) ile böbürlenmek suretiyle parça parça oldular. (30)

Fýrkalara ayrýlan insanoðlu,mensup olduðu fýrkadan (kendince) daha iyisini bulduðu zaman, daha önceki partisini terk ederek bir diðerine transfer olabiliyor.

Bu zamana ve düþüncelerine göre deðiþiyor. Bu tutum deðiþmeyen bir cahiliyye örneði olarak karþýmýza çýkmaktadýr.

(Cahiliyye þirk döneminde) birisi bir yolculuk sýrasýnda konakladýðýnda, dört tane taþ alýr, içlerinden en güzelini seçerek onu ilah edinir, diðer üçünüde tenceresine piþirme taþý yapardý.Ayrýlýrken onu orada býrakýrdý baþka konaklayýþýnda da ayný þeyi yapardý. (31)

Asýrlar önceki cahiliyye ile þimdiki cahiliyye arasýnda hiçbir fark yok. Hatta þimdi insanoðlunun daha azgýnlaþtýðý, her iþlediði fiiliyâta islam’i bir kýlýf uydurduðuna þahit oluyoruz. Allah’ýn hoþ görmediði cahiliyye fýrkalarýna aday olanlarýn da ifade ettikleri düþünceleri asla islam ile baðdaþmayan düþüncelerdir. Beþeri ideolojinin iktidarýna adaylar,Yusuf peygamberin kendileri gibi hükümdarýn hükmünce hükmettiðini iddia etmektedirler.

Oysa Allah(cc), Yusuf sûresi’nin 76.âyetinde þöyle buyuruyor:

< ...Ýþte biz, Yusuf için böyle bir tedbir kullandýk. Yoksa o melikin dinine göre kardeþini tutabilecek deðildi. Meðer ki, Allah’ýn iradesi ola.>

Yusuf peygamber (a.s) kardeþine ve insanlara melikin hükmünce deðil, Allah’ýn bildirdiði ile hükmetmiþtir. Allah’ýn iradesinin dýþýnda hiçbir iradeyi üstün tutmamýþ ve hüküm olarak kullanmamýþtýr. Ve bugün hiçbir müslüman, Yusuf (a.s) hükümdarýn maliye bakanlýðýný yaparken, Melik’in hükmünce hükmetti! diyemez.

Hiçbir Peygamber için böyle birþey geçerli olmadýðý gibi, hiçbir islam davetçisi veya yöneticisi içinde geçerli deðildir. Dolayýsýyla, alný secdeli müslüman, "onlarýn bakaný veya vekili oluruz" diyemez. Zira olsa, onlarýn hükmünce hükmetmek zorundadýr. Þer’i hükümlerce hükmedeceðini söyleyemez, söylerse baþýna gelicekler apaçýk bellidir...

Allah’ýn indirdikleriyle hükmetmeyenler alný secdeli müslümanlar!

< Yazýk olsun o namaz kýlanlara ki... > (32)

Allah’ýn indirdiklerine hükmetmemekte, dolaysýyla Allah(c.c)’ ýn Kur’an’da koyduðu hükmü gereðince kâfir, zalim, fasýk (33) olmaktadýrlar...

Allah’a ve Ahiret gününe iman ettiðini söyleyen, hatta secde eden namazlý "mele" topluluðu, Allah’ýn indirdiði hükümlerle hükmetmeyip, o hükümleri uygulamanýn bu zamanda mümkün olmadýðýný! ifade ederek hâlâ müslüman olduklarýný sanmaktadýrlar. Oysa Yusuf Sûresi 37. âyeti hükmünce ifade ve fiiliyatla emrolunmuþlardýr.

< ...Çünkü ben, Allah’a inanmaz bir kavmin dinini -ki onlar ahireti inkâr edenlerin tâ kendileridir- terkettim.>

Muttaki, mü’min müslümana düþen vazife ahirete inanmayan (din gününde hesaba çekileceðinin þuurunda olmayan) bir kavmin ve ileri gelenlerin dinini terk etmek, bunu açýkça ifade etmek ve Millet-i Ibrahim’in dinine (Tevhide) yönelmektir...

Kendilerine "Þer’i hükümler" denildiði zaman, alayvâri bir tavýrla, onlarýn eskilerde kaldýðý "eskilerin masallarý" tâbiriyle gözardý edildiði müþahede edilmektedir.

Karþýlarýnda âyetlerimiz okunduðu zaman o, "evvelkilerin masallarý" demiþtir. (34)

Allah’ýn âyetleriniz (kanunlarýnýz) evvelkilerin masallarý mahiyetinde basite olmak ve hâlâ da müslüman olduðunu söylemek, yöneticinin zalim olmasý için yeter de artar.

Kendisi yazmamýþ olsa dahi, kendine iktidarlýk verildiðinde Allah’ýn kanunlarýna, taðuti kanunlarý ortak koþan ve insanlara zulmeden yönetici zalim bir yöneticidir.

Ýslam hükümlerini red ile beþeri ideolojileri iktidar yapanlara ve bu çalýþmalarýyla övünenlere, Kâlem Sûresi’nde þu soru yöneltiliyor:

< Size ne oluyor? Nasýl böyle hükmediyorsunuz? Yoksa size mahsus (indirilmiþgöz kırpma bir kitap var da onda mý okuyorsunuz? > (35)

Öyle ya! Size mahsus, çaðýnýza mahsus özel bir kitap mý var elinizde? Var olduðunu iddia ettiðiniz, övündüðünüz ve hükmettiðiniz o kitap, nasýl bir kitap ki, içeriði insanlara zulüm ile dolu, Allah’ýn haram kýldýðý haram kabul etmeyen, helâlleri yasaklayan, eziyet üstüne eziyet icra eden, þirklerle dolu nasýl bir kitab bu?

Size ne oluyor? Dünyaya gelmezden evvelde ve öldükten sonrada, Rab, ilah, melik olarak kabul edeceðimiz yegâne yönetici, (Melikinnâs) (ki, birileri inkar etsede bu böyle!..) insan oðluna ne oluyor ki, doðumu ve ölümü arasýndaki dünyevi hayatta yaradan Allah’ý ve hükümlerini devre dýþý býrakýlýyor? Ýnsanoðluna, ancak yaradan hüküm koyma hakkýna sahiptir, yaradýlan aciz yaratýk deðil!

Allah’ýn hakimiyyetini gasp eden, yeryüzündeki huzuru ve dengeyi bozan mel’un ve zâlimlere karþý iman edenler görev baþýna çaðýrýlýyor:

< Yeryüzünde fitneden eser kalmayýncaya, din tamamen Allah’ýn oluncaya kadar onlarla savaþýn. > (36)

Gasbçýlar tarafýndan gasb edilen Allah’ýn hâkimiyyetinin yeni iadesinin saðlanmasý için, iþgal edilen islam topraklarýnýn, iþgalden kurtarýlmasý ve mü’minlerin hürriyetine kavuþmasý için ödenecek bedeller aðýr olsa da, mutlaka bu bedeller ödenecek ve Allah’ýn hakimiyyeti yeniden saðlanacaktýr. Yeter ki, saðlam iman edelim.

< Ey iman edenler,iman edin. > (37)

Dipnot:

(1) Yusuf,12/40

(2) Yasin ,36/22

(3) Sad,38/82

(4) Sad,38/83

(5) Ýsra,17/65

(6) Sâd,38/84-85

(7) Þûrâ,42/16

(8 ) En’am,6/57

(9) En’am,6/38

(10) Sünen-ibn Mâce,Mukaddime,b.6,hds.43

(11) Bkz.Bakara,2/2,Isra,17/9

(12) Bkz.Maide,4/3

(13) Þuârâ,26/21

(14) Bkz.A’raf,7/54

(15) Kehf,18/26

(16) En’am,6/114

(17) Nahl,16/116

(18) Yusuf,10/59

(19) Hûd,11/56

(20) Sünen-i Tirmizi,Kitabul-Fiten,B-16,Hds.2271,(imam ahmed bin Hanbel,Müsned,C,5,sh.218)

(21) Nisa,4/60

(22) Mücadele,58/20

(23) A’raf,7/54

(24) Bkz.Âli imran,3/85

(25) Muhammed,47/8-9

(26) Muhammed,47/33

(27) Kehf,18/104

(28) Muhammed,47/25-26

(29) Muhammed,47/27

(30) Mü’min’ün,23/53

(31) Ýbnu’l-Kelbi,putlar Kitabý-Kitab’ul-Esnam,Çeu-Beyza Düþüngen,Ank.1969,sh.39

(32) Maun,107/4

(33) Bkz.Maide,5/44-45,47

(34) Kalem,68/15 Bkz.Furkan,25/5, En’âm,6/25

(35) Kalem,68/36-37

(36) Enfal,8/39

(37) Nisa,4/136
Gönderen: 05.06.2007 - 21:59
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 948 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ravzanurelif (41), krmz-_-gllr (32), karlinehir (60), last_rose (40), brave (40), tugya (40), Ebuzer (52), ichkeria (46), Mescid_el_Haram (42), yolcu_88 (37), ibrahimmutlu (47), SenayVeGokhan (41), Mehmet Arslan (37), kurtoglu (45), hakerve (49), DUYGU (43), hamza2110 (46), yolcu_xk (40), must38 (47), Hukukcu_NL (52), M_Furkan (40), asi_lider (39), ibrahimcelenk (48), KaRa_YeL (41), lilas (44), ulubatli37 (52), ali_ciftci (57), amine1019 (41), Chattab (37), cihat yavuz (35), bjkli_prensess (38), ndumlu58 (62)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.46200 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.