0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » HENDEK SAVASI

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
HENDEK SAVASI
569 Mesaj -
Hz. Peygamber (s.a.s)'in müþriklerle yaptýðý büyük ve en önemli savaþlarýndan birisi. Uhud savaþýndan iki yýl sonra, Hicret'in beþinci yýlýnýn þevval ayýnda (23 þubat 627) Medine'nin kuzeyinde cereyan etmiþtir.

Kureyþ müþrikleri Uhud savaþýnda baþarýlý olmuþlardý ama müslümanlarýn gücünü kýramamýþlardý. Tam tersine müslümanlar Medine'deki birlik ve beraberliklerini saðlamlaþtýrmýþ, askeri bakýmdan daha güçlü bir duruma gelmiþlerdi. Medine'de sürekli problem çýkaran Yahudi Benu Nadir kabilesi sürülmüþ; doðuda Zatu'r-Rika, kuzeyde Dumetü'l-Cendele yapýlan seferler kesin zaferle sonuçlanmýþ, müslümanlarýn gücü ve etkinliði gün geçtikçe daha da büyümüþtü. Bunun sonucu olarak Mekke müþriklerinin Mýsýr, Suriye ve Irak yönündeki kervan yollarý tamamen kapatýlmýþtý.

Müslümanlarýn bölgeye hakim bir güç olmaya baþlamasý Ýslâma katýlanlarýn sayýsýný hýzla artýrmýþ, geçen zaman, müslümanlarýn sosyal hayatlarýný düzenleme ve yerleþtirme yolunda önemli adýmlar atmasýna fýrsat tanýmýþtý. Ýslâm'ýn bu gözle görülür güçleniþi karþýsýnda müslümanlarýn baþlýca düþmanlarýndan olan yahudiler, düþmanca faaliyetlerine hýz verdiler. Özellikle Medine'den sürülen Benu Nadir kabilesi bütün çevrede Ýslâm aleyhinde sürekli propaganda yapýyor, Ýslâm'ýn güçlenmesini önlemek için müslümanlara kesin bir darbe vurmanýn yollarýný arýyordu. Bu çalýþmalarý sonuçsuz kalmamýþ, yahudiler aralarýnda görüþ birliði saðlanarak Kureyþ ve diðer müþrik kabilelerle birleþmenin yollarý aranmaya baþlamýþtý.

Yahudilerden oluþan bir heyet Mekke'ye gelerek kýþkýrtýcý çalýþmalardan sonra Kureyþ'e ortak düþmanlarý olan müslümanlara birlikte saldýrmayý Rasûl Aleyhisselâm'ý ve Ýslâm'ý ortadan kaldýrmayý teklif ettiler. Ticaret yollarýnýn kesilmesiyle ekonomik bir çýkmaza düþen ve içlerinde hala Bedir'in acýsýný taþýyan müþrikler bu teklifi olumlu karþýladý (Taberî, Tarihu't-Taberi, Mýsýr,1961, II, 564-5). Yahudi heyeti ve Kureyþ'ten seçilen elli adam Kâbe örtüsünün altýna girip göðüslerini kâbe duvarýna dayayarak tek baþlarýna kalýncaya kadar müslümanlarla savaþmaya yemin ettiler. Artýk tek düþünceleri vardý. Bu savaþý mutlaka baþarmak ve Ýslam'ý ebediyyen yok etmek (Ýbnü'l-Hiþâm, es-Siretü'n-Nebeviyye, Beyrut, 1407/1987, II, 254, 255).

Yahudiler Kureyþ'le anlaþtýktan sonra Necid'e giderek Benu Süleym ve Gatafan kabilelerini de bu ittifaka dahil etmeye çalýþtýlar. Gatafan kabilesini Hayber'in bir yýllýk hurmasýnýn yarýsý karþýlýðýnda müslümanlara karþý savaþmaya razý ettiler. Arkasýndan diðer Arap kabilelerini dolaþarak putperestliðin Ýslam'dan üstün olduðunu, fakat müslümanlarla savaþýlmadýðý takdirde putperestliðin sonunun yaklaþtýðý propagandasýyla savaþa kýþkýrttýlar. Bu çalýþmalarý sonunda Fezare, Süleym, Sa'd ve Esedoðullarý kabileleri de ittifaka dahil oldu (Taberî, a.g.e., II, 566).

Savaþ hazýrlýklarýna baþlayan Kureyþ, üçyüz at, bin beþyüz devenin bulunduðu dörtbin kiþilik bir ordu donattý. Buna Yahudi ve diðer Arap kabilelerinin kuvvetleri de eklenince yaklaþýk onbin kiþilik bir ordu meydana geldi. Bu büyük ordu Ýslâm'a son ve öldürücü darbeyi vurmâk, Allah'ýn nurunu boðmak niyet ve umuduyla Medine'ye yöneldi. Arap yarýmadasý belki de o güne kadar böyle büyük bir orduya þahit olmamýþtý (Ýbn Hiþam, es-Siretit'n-Nebeviyye, Mýsýr, 1375/1955, II, 214, 216, 220):

Râsulullah (s.a.s) müttefiklerin giriþimini haber alýr almaz derhal bir savaþ meclisi topladý. Mecliste düþmana karþý ne gibi tedbirler alýnmasý, nasýl bir savaþ taktiði izlenmesi gerektiði konusunda istiþare edildi. Ashâbýn çoðunluðu Medine'yi içerden savunmanýn uygun olacaðý görüþünde idi. Bu görüþ benimsendikten sonra Selman-ý Farisî hazretleri, "bizde bir þehir üstün kuwetlerle kuþatýldýðý zâman daima çevresine bir hendek kazýlýr ve þehir bu þekilde savunulur" þeklinde görüþ bildirince Rasûl aleyhisselam bunu uygun görerek savunma planýnýn bu doðrultuda hazýrlanmasýný emretti. Vakidî'nin Hendek Savaþý sýrasýnda Rasûlullah'ýn Kureyþ lideri Ebû Süfyan'a yazdýðým söylediði bir mektuba göre ise, þehrin çevresine hendek kazýlmasýný doðrudan doðruya þaný yüce Allah, Rasûlüne ilham etmiþtir. Düþmanýn geleceði yöne kazýlacak hendekle þehrin korumasý esas olmakla birlikte Selmân-ý Farisî'nin teklifi içinde Medine'yi çevreleyen binalar arasýna kapatmak da vardý, zaten þehrin diðer tarafý dað ve hurmalýklarla çevrili idi (Ýbn Hiþam, a.g.e., II, 255).

Rasûlullah, vakit kaybetmeden, ileri gelen sahabîlerle birlikte keþfe çýkarak hendek kazýlmasý gereken yerleri tesbit etti. Düþmanýn saldýrýsýna açýk bulunan yerlerin tesbitinden sonra bütün müslümanlar toplanarak hendek kazma çalýþmalarýna baþladýlar. Medine'deki bütün araçlar toplandýðý halde yine de birçok müslüman araçsýz kalmýþtý. Bunun üzerine Rasûlullah, müslümanlarla anlaþmalý bulunan Benu Kurayza kabilesinden ödünç aletler aldýrdý.

Baþta Rasûl aleyhisselam olmak üzere bütün müslümanlar canla baþla çalýþýyorlardý. Mevsim kýþ olduðu için çalýþmak oldukça güç ve yorucuydu. Buna raðmen müslümanlar büyük bir coþkuyla çalýþýyor, hep bir aðýzdan "bizler ömrümüz oldukça Muhammed'le birlikte savaþa devam etmek üzere bey'ât etmiþizdir" anlamýnda mýsralar okuyorlardý. Hendek kazarken Hz. Peygamberin birçok mucizesinin geldiðini yine Ýslâm tarihçileri nakletmektedirler (Ýbn Hiþam, a. g. e., II, 217, 219).

Rasûlullah da coþkuyla çalýþan arkadaþlarý ile birlikte toprak kazýyor, taþýyor, onlarla bir aðýzdan þu anlamdaki beyitleri okuyordu: "Allah'ýn lütfu ve hidayeti olmasaydý biz ne hidayete erer, ne sadakalar verir, ne de ibadet ederdik. Ya Rab! Bizi huzur ve sükuna erdir. Düþmanla karþýlaþýrsak bize sebat ve metanet ver. Bize saldýranlar fitne çýkararak fesat peþinde koþuyorlar. Biz ise onlara karþý koyuyoruz." Münafýklar ise bu iþi aðýrdan alýyor ve çeþitli bahanelerle çalýþmamak istiyorlardý (Ýbn Hiþam a.g.e., II, 216; Taberî, a.g.e., II, 566, 567).

Bu þekilde iki hafta boyunca süren gayret sonunda Medine çevresinin gerekli yerleri hendeklerle kuþatýlmýþ, hendeklerden çýkan topraklar iç tarafa yýðýlarak siperler oluþturulmuþtu.

Hendek kazma çalýþmalarý biter bitmez Rasûl aleyhisselam savaþabilecek durumdaki bütün müslümanlarý topladý. Müslüman mücahitlerin sayýsý üçbindi ve otuz altý da at vardý. Müslüman savaþçýlar gruplar halinde siperler gerisine yerleþtirildi. Bu sýrada Ebû Süfyan komutasýndaki ordu Medine'nin Batýsýndan, Necid kabileleri de Doðudan Medine önlerine geldiler.

Kureyþ ordusu Medine'nin kuzeyinden dolaþarak Uhud daðý civarýna geldi. Ortalýðý boþ görünce evvelce Uhud savaþýnda aldýklarý mevkiye doðru yaklaþtýlar. Burada diðer kuvvetlerle birleþerek Uhud-Medine yolu üzerinde ilerlemeye baþladýlar. Bir müddet sonra Rasûlullah'ýn hendekler gerisinde görülen çadýrlarý karþýsýna geldiler ve onun karþýsýnda yer aldýlar (Taberî, a.g.e., II, 570).

Müþrikler çevrede müslümanlarý görmeyince hýzla Medine üzerine atýldýlar. Fakat müslümanlar tarafýndan kazýlan hendeklere gelir gelmez ne yapacaklarýný þaþýrdýlar. O zamanlar böylesi istihkamlar inþa etmek Araplar tarafýndan bilinmiyordu. Rasûlullah'ýn bu deðiþik savunma yöntemi müþrikleri hayret ve þaþkýnlýk içinde býraktý. Ýçerlerinde bazýlarý atlarýný hendekler boyu sürerek bir geçit aradýlar. Fakat hendek gayet derin kazýlmýþ olduðu için geçmeyi baþaramadýlar. Bu arada hendek gerisinde siperlenen müslümanlar düþmaný ok ve taþ yaðmuruna tuttular. Düþman süvarileri de bu þekilde karþýlýk vermek zorunda kaldýlar. Müþrikler bir aya yakýn bir süre hendek gerisinde kaldýlar. Ýki taraf arasýnda herhangi bir savaþ olmadý. Bir kaçý mübareze ve karþýlýklý ok atmaktan baþka ciddi bir hareket olmadý (Taberî, a.g.e., II, 572).

Müslümanlar arada sýrada taarruz eden düþmaný bu þekilde karþýlayarak savunma süresini uzatýyorlardý. Fakat bu sýrada müslümanlarla anlaþma içindeki Benu Kurayza kabilesinin anlaþmayý bozarak geceleyin Medine üzerinde baskýn yapmak için hazýrlandýklarý söylentisi yayýldý. Bu haber müttelik ordulara göre oldukça zayýf olan müslümanlar arasýnda büyük bir endiþeye neden oldu. Rasûl aleyhisselam durumun açýklýða kavuþturulmasý için Kurayza kabilesine birisini gönderdi. Benu Kurayza kabilesinin reisi Kaab b. Esed'in Benu Nâdir kabilesi reisi Nayy b. Ahtab tarafýndan kandýrýlmýþ olduðu ve Kurayzalýlarýn gerçekten anlaþmayý bozmuþ olduklarý anlaþýldý. Kurayza kabilesi ile Evs kabilesi arasýnda dostluk bulunduðu için Evs'in lideri Sa'd b. Muaz ve bazý Evs ileri gelenleri özel olarak Benu Kurayza kabilesine gönderildi ise de olumlu bir sonuç alýnamadý.

Kur'ân düþmanýn geliþini ve durumun vehametini þöyle dile getirir:

"Onlar size yukarýnýzdan ve aþaðýnýzdan gelmiþlerdi. Gözler dönmüþ, yürekler aðýzlara gelmiþti. Allah için çeþitli tahminlerde bulunuyordunuz" (el-Ahzab, 33/10). Rasûlullah zaman geçirmeden ortaya çýkan yeni duruma uygun tertibatý aldý. Müslümanlara hitaben, "emin olunki bunun sonu hayýrlýdýr. Müslümanlarýn yegane koruyucusu Allah'týr" buyurarak müslümanlara güven verdi. Þehir içinde ve savunma hattý çerçevesinde güvenlik önlemleri bir kat daha artýrýldý. Geceleri düþmanýn ani bir baskýn yapmasýný önlemek amacýyla devriye kollarý çýkarýlmaya baþlandý.

Gece basar basmaz bütün devriye görevlileri görev yerlerine daðýlýyor, Rasûlullah ise savunma hattýnýn en zayýf noktasýnda bekliyordu. Geceleri çok soðuk olduðu için savaþýn zorluklarý kendisini daha aðýr biçimde hissettiriyordu. Bununla birlikte Müslümanlar inançla ve sabýrla görevlerini yerine getiriyorlardý.

Bu arada münafýklar da boþ durmuyor bir takým teþvikler ve aldatýcý sözlerle imaný zayýf kimseleri kandýrmaya çalýþýyorlardý. Nitekim Kur'ân bu duruma "Ýki yüzlüler ve kalplerinde hastalýk olanlar" Allah ve Rasûlü size sadece kuru vaadlerde bulundu" diyorlardý (el-Ahzab, 33/12). Ayetiyle iþaret etmektedir.

Kuþatma onbeþ günden fazla sürdüðü halde müþrikler hiçbir sonuç alma baþarýsýný gösteremediler. Muhasaranýn devamý sabahlara kadar siperlerde bekleyen müslümanlarý oldukça kötü etkiliyordu. Þehrin dýþarýyla bütün baðlarýnýn kestirilmiþ olmasý yiyecek sýkýntýsýnýn baþlanmasýna neden oldu. Münafýklar bundan da güç alarak yersiz konuþmalarýný çoðalttýlar. Eskiden beri meydan savaþlarýna alýþmýþ olan müslümanlar düþman karþýsýndâ hiçbir þey yapmadan beklemekten sýkýlmaya baþlamýþlardý. Mevsimin þiddeti bu durumu daha da etkiliyordu. Özellikle geceleri çýkan soðukta devriye görevini yapanlar fazlasýyla muzdarip olmaya baþladýlar. Hatta hayvanlarýna yedirecek birþey bulamaz hale geldiler. Müslümanlarýn direnci yavaþ yavaþ kýrýlmaya yüz tutmuþtu. Kur'ânýn deyimiyle "Ýþte orada mü'minler denenmiþ ve çok þiddetli sarsýntýya uðramýþlardý" (el-Ahzab, 33/11).

Durumun vehameti karþýsýnda Hz. Peygamber, Müþriklerin birliðini bozabilmek için bir ara Gatafanlýlarýn reisleri Uyeyne b. Hýsn b. Huzeyfe ve el-Haris b. Avf b. Ebi harise el-Murriye haber göndererek dönüp gitmeleri karþýlýðýnda Medine hurmalarýnýn üçte birini onlara vermek üzere anlaþmak istediyse de (hatta anlaþma metni bile hazýrlanýrken) Sa'd b. Mu'az ve Sa'd b. Ubâde ile istiþaresi sonucu bu fikirden vazgeçti (Ýbn Hiþam, a.g.e., II, 223; Taberî, a.g.e., II, 572-3).

Diðer yandan düþman ordusu baskýsýný giderek arttýrýyordu. Deðiþik yönlerden peþpeþe saldýrýlarda bulunuluyor, hendeði aþamayarak çaresiz geri dönüyordu. Muhasaranýn olaðanüstü þiddet kazandýðý bir sýrada müþrikler ne pahasýna olursa olsun hendeði aþmaya karar verdiler. Savaþçýlýktaki büyük ustalýðý ve Kahramanlýðýyla þöhret kazanmýþ olan Amr b. Abdived ile Ýkrime b. Ebû Cehl, Nevfel b. Abdullah, Dýrar b. Hattab, Hübeyre b. Ebî Vehb hendeði geçmek üzere ileriye gönderildi. Ebû Süfyan ve Halid b. Velid de onun arkasýndan genel bir saldýrý için kuvvetlerini ileriye doðru hareket ettirdiler. Amr ve yanýndakiler binbir güçlükle de olsa hendeði aþmayý baþardýlar.

Amr b. Abdived atýný ileriye sürerek müslümanlarý kendisiyle savaþacak bir savaþçý taleb etti. Amr birçok savaþlarda bulunmuþ, yiðitlik ve gözüpekliði sayesinde birçok birlikleri daðýtmýþ gayet usta bir silahþor, çevik bir süvari olduðundan, onunla dövüþmeye kimse cesaret edemezdi. Nitekim müslümanlardan da kimse onun isteðine cevap veremedi.

Bu durumu gören Hz. Ali, Amr'a karþý çýkmak için izin istedi. Fakat Rasûlullah izin vermedi. Amr tekrar ileriye atýlarak müslümanlara hitaben; "Ýçinizden kahramanlýk meydanýna çýkacak kimse yok mu? Hani ölenlerinizin gideceðini söylediðiniz Cennet?" diye baðýrdý. Müslümanlardan yine ses çýkmayýnca Hz. Ali ikinci defa izin istedi. Rasulullah kendi zýrhýný çýkarýp Ali'ye giydirdi, beline zülfikâr'ý taktý ve ellerini açarak "Ya Rabb amcam Übeyd Bedirde; Hamza Uhudda þehid oldular bu Ali ise kardeþimdir ve amcamýn oðludur. Onu koru, beni kimsesiz býrakma. Sen Varislerin en hayýrlýsýsýn" diye dua ederek uðurladý.

Amr'ýn karþýsýna çýkan Hz. Ali kendisini tanýttý. Amr, Ali'nin gençliðini ve babasýyla olan dostluðunu ileri sürerek onunla savaþmak istemedi. Hz. Ali ise kendisiyle savaþmayý ve onu öldürmeyi arzuladýðýný bildirdi. Kendisinin savaþa çýkanlarýn üç tekliflerinden birini kabul ettiðini duyduðunu; eðer öyleyse, üç teklifi olduðunu söyledi. Ya müslüman olmasýný, ya savaþý býrakýp gitmesini, yada kendisiyle dövüþmesini teklif etti. Ýlk ikisini reddeden Amr dövüþmeyi seçti.

Ýlk saldýrý Amr'dan geldi. Vurduðu kýlýç darbesi Ali'nin kalkanýný parçalayarak baþýndan yaralanmasýna neden oldu. Sýra kendisine geldiðinde Ali indirdiði darbe ile Amr'ý cansýz yere yuvarladý. Müslümanlar sevinçle tekbir getirirken müþrikler büyük bir hayal kýrýklýðýna uðradýlar.

Hz. Ali Amr'ýn iþini bitirince Dýrar ile Hübeyre Ali'nin üzerine yürüdüler. Dýrar Hz. Ali'nin yüzüne bakar bakmaz dönüp kaçmaya baþladý. Sonradan Dýrar, "ölüm meleði surete bürünmüþ bana görünmüþtü," diyecektir, bu kaçýþ hakkýnda. Çarpýþmaya yeltenen Hübeyre de Ali'nin bir kýlýç vuruþu ile zýrhý delinince kurtuluþu kaçmakta buldu, (Ýbn Hiþam, a.g.e., II. 224-225).

Hz. Ömer, kaçan kardeþi Dýrar'ýn peþinden, Zübeyr b. Avvam da Hübeyr'in arkasýndan koþtular. Bu sýrada Nevfel b. Abdullah hendeðe düþmüþ, yaralanmýþtý. Müslümanlar onu taþa tuttular. Fakat Ali onlarý durdurdu, hendeðe inerek boynu kýrýlmýþ Nevfel'in kafasýný uçurdu.

Bu kötü sonuç karþýsýnda Ebû Süfyan çaresiz ordugahýna döndü.

Ertesi günü Benu Kurayza Kabilesi de düþman ordusuna katýldý. Müttefikler böylece kuvvet kazanýnca bir kat daha cesaretlenerek saldýrýlarýný sýklaþtýrmaya, tazyiklerini arttýrmaya baþladýlar. Ok ve taþ muharebeleri akþama kadar sürüp gitti. Karanlýk basýnca müþrikler ordugahlarýna çekildiler. Genel bir saldýrý düþüncesi müslümanlar arasýndaki endiþeyi bir kat daha artýrdý.

Bu arada savaþýn yönünü deðiþtirecek önemli bir olay oldu. Düþman saflarýnda iken müslüman olan Nuaym b. Mes'ud es-Sakafî gizlice Rasulullah'ýn ordusuna katýldý. Durumun kötülüðünü gören Nuaym, müttefiklerle Benu Kurayza Kabilesinin arasýný bozmak için iyi bir vesile oldu. Hz. Peygamber ona Benu Kurayza ile müþriklerin arasýný açmasý için talimat verdi. Ýslâma girdiði bilinmediði için rahatça Benu Kurayza lideri Kaab b. Esed'in yanýna gitti. Kaab'ýn yanýnda daha baþka Yahudi liderleri de bulunuyordu. Onlara yahudilere bir iyilik etmek isteðimi söyleyerek Kureyþ ve Gatafan kabilelerinin artýk savaþtan usandýðýndan söz etti "hatta daha fazla zahmet çekecek olurlarsa sizi býrakýp gidecekler. O zaman siz Ýslâm ordusuna karþý koyamazsýnýz. Bu tehlikeyi önlemek için Kureyþ ve Gatafan kabileleri ileri gelenlerinden birkaç kiþiyi rehin alýn" dedi. Yahudiler bu haberden son derece memnun oldu.

Nuaym, oradan Ebû Sufyan'ýn ordugahýna geldi. Ona Kurayzalýlarýn anlaþmayý bozduklarýndan dolayý piþmanlýk duyduklarýný ve anlaþmayý gizlice yenilediklerini, hatta suçlarýný affettirmek için Kureyþ ve Gatafan liderlerinden birkaç kiþiyi rehin alarak müslümanlara teslim etmeyi düþündüklerini söyledi. Bu haber Ebû Süfyan'ý vesveseye düþürdü. Derhal kurayza liderine Ýkrime b. Ebî Cehl ve Benî Gatafanlý bir grupla haber göndererek muhasaranýn çok uzadýðýný, askerin açlýktan þikayet ettiðini bu nedenle ertesi günü genel bir saldýrý ile bu duruma bir son verilmesi gerektiði arzusunda olduðunu söyledi. Buna karþýlýk Kurayzalýlar, Kureyþ ve Gatafan ileri gelenlerinden birkaç kiþi rehin verilmedikçe kendilerine güvenemeyeceklerini bildirdiler. Kureyþ ve Gatafan liderleri bu haberi iþitince Nuaym'ýn sözüne hak vererek rehin vermekten imtina ettiler. Kurayza kabîlesi ise onlarýn tavrýnýn Nuaym'ý doðruladýðýný görünce müttefiklerden ayrýlarak onlarý kendi baþlarýna býraktýlar, (Ýbn Hiþam, a.g.e. II. 230) (Taberî, a.g.e. II 578-9).

Kuþatma yine sürüyordu, ama eski þiddetini kaybetmiþti. Rasûlullah (s.a.s) bu günlerde, bugün Ahzab Mescidinin bulunduðu yerde ayakta durup ellerini yukarýya kaldýrarak müþrik kabileleri aleyhinde üçgün boyunca dua ettiler. Üçüncü gün öðle ile ikindi namazý arasýnda duasýnýn kabul edildiði kendisine vahyedildi. Ashab bunu Rasûlullah'ýn yüzünde dalgalanan sevinçten anladý. Cebrail (a.s.) "sevininiz, Allah onlara bir rüzgar saldý."diyerek Allah'ýn müþrikleri kasýrga ile periþan edeceðini haber vermiþti. Allah Rasûlü hemen iki dizi üzerine çöküp ellerini kaldýrdý. gözlerini yere indirdi. ve "bana ve ashabýma acýdýðýn için sana þükranlarýmý sunarým Allah'ým" dedi. Sonrada haberi ashâbýna o müjdeledi.

Beklenen rüzgar birkaç gün sonra geldi. Bu soðuk, dondurucu bir rüzgardý. Tozlarý, topraklarý müþriklerin gözlerini dolduruyordu. Rüzgar, onlarý kendi baþlarýnýn derdine düþürmüþ, çekilmek, zorunda býrakmýþtýr. Çadýrlarýn bezlerini, derilerini yýrtýyor, direklerini söküyor, sergileri kumlara gömüyor, yakýlan ateþleri, aþýklarý söndürüyor, develeri, atlarý birbirine karýþtýrýyor, hiç kimse kimsenin yanýna gidemiyor. Müþrikler ordugahlarýndan devamlý tekbir sesleri, silah þakýrtýlarý duyuyorlardý. Kalplerine büyük bir korku düþmüþ, amansýz bir paniðe kapýlmýþlardý. Kur'an sonradan bu olayý mü'minlere þöyle hatýrlatmaktadýr: "Ey mü'minler. Allah'ýn size olan nimetini anýn. Hani üzerinize ordular gelmiþti. Biz de onlarýn üzerine rüzgar ve görmediðiniz ordular göndermiþtik. Allah yaptýklarýnýzý görüyordu. "aglaef-Ahzâb. 33/9)" "Allah kâfirleri öfkeleri ile geri çevirdi. Hiçbirþey elde edemediler. Savaþta iman edenlere Allah'ýn yardýmý kâfi geldi. Allah güçlüdür, herþeye galiptir" (el-Ahzâb; 33/25).

Gece boyunca devam eden fýrtýna, sabahleyin biraz sükûnet buldu. Allah Rasûlü, Huzeyfe b. Yeman'ý düþman ordusu hakkýnda bilgi almasý için gönderdi. Huzeyfe, düþman ordusunun periþan halini görerek geri döndü. Hz. Peygamber bundan son derece memnun oldu ve sonucu beklemeye baþladý. (Ýbn Hiþâm, a.g.e. II. 231-2).

Ebû Süfyan ansýzýn uðradýðý bu büyük felâket üzerine Kurayza kabilesinin ordudan ayrýldýðý ve orduda ihtalâf çýktýðý bahanesiyle kuþatmayý sona erdirerek geri çekilme emrini verdi. Amr Ýbnû'l-âs ile Halid b. Velid ikiyüz süvari ile müþriklerin geri çekiliþini denetlediler. Müþrikler baþansýzlýklarýndan doðan umutsuzluk ve sýkýntý içerisinde hýzla ricat etmeye baþladýlar.

Kureyþ ordusu Mekkeye, Gatafan kabileleri Necid'e doðru yol alýrken müslümanlar savunma hattýndan çýkarak düþman ordugahýna vardýlar. Düþmanýn telaþ ve heyacan içinde geri çekilirken býrakmýþ olduklarý erzak ve zahirelere ve Ebû Sufyan'ýn yahudi reislerinden Hayg'a gönderdiði yirmi deveye el koydular. Develer kurban edildi, hurma dolu sepetler boþaltýldý ve müslümanlara daðýtýldý. Bu ganimet vasýtasýyla muhasaranýn ortaya çýkardýðý kýtlýk ortadan kalkmýþtý. Rasûlullah (s.a.s.) müslümanlara hitab ederek, "Ey Ýslâm mücahidleri! Emin olunuz ki bu muzafferiyet sizin için ölümsüz bir baþaýýdýr. Bundan böyle Kureyþ kabilesi size deðil, siz Kureyþ'e taarruz edeceksiniz" buyurdu. Rasûlullah'da bu sözleriyle müþriklerin bütün gücünün tükendiðini, artýk müslümanlarýn zafer yollarýnýn açýldýðýný da müjdelemiþ oluyordu.

O gün öðleye doðru Hz. Peygamber, aldýðý ilâhi bir emir gereði müslümanlara derhal bir ilan yaptýrarak bu savaþta müþriklerle bir olup, kendilerini arkadan vuran Benu Kurayzaya karþý savaþmak üzere þu emri verdi: "Kim dinler ve itaat ediyorsa, ikindi namazýný Benû Kurayza önlerinden baþka yerde kýlmasýn" Bu emri alan müslümanlar derhal hareket ederek bu yahudi belasýný da ortadan kaldýrdýlar,
Gönderen: 20.04.2007 - 01:54
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1114 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Suayb (47), cuneytarkin82 (50), emira (41), ibrahim13 (51), geylani2 (43), ilknur1977 (48), mhmtyel (44), Müslüman kiz (31), hitoprak (52), solmayan-gül (40), pancoloji (40), gül_güzeli (40), güle güle (38), Sueda (39), suvari (42), teacherone (46), kudüs (49), sensinnn (39), Isik Hafize (40), masumca (52), muradmurad (46), burku (37), hatice.d (48), ismail arabaci (38), ariiff (44), nur44_55 (43), deepsilver (37), _SON_NEFES_ (33), onur5844 (53), sailor2005 (68), canfeza (38), saltanat (46), saltiks (51), van65 (), Taha1 (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57828 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.